9. Sınıf MEB Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 205

Liselerde 9. Sınıflarda bu sene görülen MEB yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders kitabının tüm sayfalarının cevapları artık sitemizde. Edebiyat, kişinin duygu ve düşüncelerini, kendine özgü bir dil kullanarak, estetik kurallar çerçevesinde, yazılı veya sözlü olarak dile getirmesidir. Eğer yanlış kitaba gelmediyseniz aradığınız sayfanın çözümleri aşağıda yer almaktadır. Sınıfta not almaya çalışarak dikkatinizin hep derste olmasını sağlarsınız bu sayede sınıfta uyumanızı da önlemiş olursunuz. Not alırken dikkat etmeniz gereken bir konuda “kısaltmalar” kullanmanız gerektiğidir. Not yazmak ve aynı anda hocanın söylediklerini dinlemek pekte kolay bir iş değildir hızınızı olabildiğince artırmak ve geri kalmamak için bazı kelimelere kısaltmalar kullanarak yazmayı deneyin.

Sizler için diğer tüm sayfaları hızlıca sayfamıza eklemek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Eğer ilgili sayfanın cevaplarını göremiyorsanız bu sayfa muhtemelen çözülmemiştir. Bu durumda kısa bir süre sonra sitemizi yeniden ziyaret ediniz. Öğrencilerimize tavsiyemiz buradaki cevapları kitaplarına geçirmeden önce kendiniz yapıp burayı sadece kontrol amaçlı kullanmanızdır. Herkese okullarında başarılar diliyoruz.

Sayfanın Cevapları:

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Kitabı Sayfa 205 Cevabı

4. Aşağıda verilen parçaların hangi bakış açısı ile kaleme alındıklarını açıklayınız.

“Sonra etrafımda yaşayan şeylerde teselli aramaya koyuldum. Elime geçirdiğim taze bir yaprağı yanağıma, dudaklarıma sürüyor; bahçede bulduğum cılız bir kedi yavrusunu göğsüme bastırıyor, nefeslerimle ısıtıyordum. Daha olmazsa kendi kendime: “Feride, aptallığın lüzumu yok. Biraz gayret. Biliyorum ki, yaşamak için artık güler yüzden, cesaretten başak sermayen kalmamıştır.” diyordum.

Bu neşenin uydurma, uçucu bir şey olduğu malum. Varsın öyle olsun. Kapalı bir mahzende sızan bir ışık parçası, yıkık bir duvarın taşları arasında açılmış cılız bir çiçek, her şeye rağmen bir varlık, bir tesellidir.”

Reşat Nuri Güntekin

  • Cevap: Kahraman anlatıcının bakış açısı çünkü; olayların kahramanın başından geçiyor ve 1. tekil kişili anlatım kullanılmış.

****************

“Bu sefer atını Balıkesir tarafına sürüyordu. Soğuktulumba’yı geçtikten sonra zeytinliklerin arasındaki şosede büsbütün hızlandı. Biraz evvelki dondurucu rüzgâr hep devam ediyordu. Kendisini yine şaşırtacak kadar kısa bir zamanda Havran’a geldi ve şehre girmeden, mezarlığın kenarından dolaşarak, çayın öbür yakasına geçti. Hiç bir şey düşünmüyor, sadece kaçmak, hayatının en korkunç devirlerini geçirdiği bu yerlerden mümkün olduğu kadar çabuk uzaklaşmak istiyordu. Nereye olursa olsun! Dağ başlarına, kimsesiz ormanlara veya kalabalık şehirlere!.. Yalnız adamakıllı uzak ve kimsenin onu bulamayacağı bir yere!..”

Sabahattin Ali

  • Cevap: İlahi (Tanrısal) bakış açısı çünkü; kahramanımızın duygularını da metinde görebiliyoruz.

****************

“Onu ilk defa gördüğüm zaman dayımın yüzünde hepimizi o kadar çeken ve korkutan o çocuk ifadesinin manasını anladım, diyebilir miyim? Yaşım bu dikkate müsait miydi? Burasını bilmiyorum. Fakat omzuna yavaşça el koyup “Sevgili dayıcığım, beraber oynasak olmaz mı?” demekten kendimi zor almıştım. Şunu da söyleyeyim ki bu tam bir felaket olurdu. Çünkü dayımın bütün ev halkını titreten o korkunç hiddetlerinden birini coş-turabilirdim. Atölyeye dayımdan başka kimse giremezdi. Meğerki evin hem uşağı, hem de seyisi ve arabacısı olan Kerim Ağa olsun. Kerim Ağa dayımın iş arkadaşıydı. İkinci memnu mıntıka, dayımın o esnada noksanlarını yahut fazlalıklarını büyük bir gayretle tamamlamağa çalıştığı banyo dairesi -o zamanki adıyla gusülhane veya hamam- idi.”

Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Cevap: Kahraman anlatıcının bakış açısı çünkü; olayların kahramanın başından geçiyor ve 1. tekil kişili anlatım kullanılmış.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kitabı Meb Yayınları Sayfa 205 Cevabı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir