9. Sınıf MEB Tarih Ders Kitabı Cevapları Sayfa 164

Sevgili öğrencilerimiz 9. Sınıf MEB yayınları Tarih Ders kitabının tüm sayfalarının cevapları sayfamızda yer almaya devam ediyor. Ana dilde düşünme bunu konuşulmak istenen yabancı dile çevirme stratejisini kullanan kişiler konuşmalarına başladıklarında uzun karışık anlamsız söz dizinleri kullanırlar. Birçok bilim dalının ihtiyaç duyduğu alanlardan biri olan Aradığınız kitabın ilgili sayfasının çözümleri aşağıda yer almaktadır. Eğer doğru sayfayı görmüyorsanız muhtemelen çözümü henüz yapılmamıştır. Ders çalışırken birden çok duyu organın aktif olsun. Yeri geldiğinde odan içerisinde, yastığa, duvara veya aynaya çalıştığın konuları anlat. Burada amaç,  anlattığın konuyu hem kulağın duyacak hem anlatacaksın, hem göreceksin. Yani duyu organlarının aktif olarak öğrenme işine katılması gerekir.

Sizler için diğer tüm sayfaları hızlıca sayfamıza eklemek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Eğer ilgili sayfanın cevaplarını göremiyorsanız bu sayfa muhtemelen çözülmemiştir. Bu durumda kısa bir süre sonra sitemizi yeniden ziyaret ediniz. Öğrencilerimize tavsiyemiz buradaki cevapları kitaplarına geçirmeden önce kendiniz yapıp burayı sadece kontrol amaçlı kullanmanızdır. Herkese okullarında başarılar diliyoruz.

Sayfanın Cevapları:

9. Sınıf Tarih dersi Biryay Kitap Cevapları sayfa 164

7. Etkinlik: BİR HİKÂYE
Bir tüccar, Sultan Mahmut’un zulme uğrayanlara adalet dağıttığı yere geldi. Sultan’ın oğlu Mesut’tan şikâyet etti ve yakındı. “Ey efendimiz, ben tüccarım. Bir süredir burada kalmışım, istiyorum ki kendi şehrime döneyim. Dönemiyorum zira senin oğlun Mesut benden altmış bin dinarlık eşya ve kumaş satın aldı. Bu eşyanın parasını bana vermiyor. Emir Mesut’u benimle birlikte kadıya göndermeni isterim.” dedi.
Sultan Mahmut bu sözden dolayı kızdı ve üzüldü. Oğlu Mesut’a sert bir haber gönderdi ve “Tüccarın hakkını kendisine derhal ver. Eğer bir sebep göstereceksen onunla Karar Meclisinde hazır ol ki adaletin icap ettiğini yerine getirsinler.” diye emretti. Tüccar kendi sarayına gitti. Elçi, Mesut’un nezdine geldi, babasının mesajını verdi. Mesut aciz kaldı. Hazinedarına “Bak bakalım, hazinede nakit altın ne kadar toplanmıştır?” dedi. Hazinedar gitti ve geri geldi. “Yirmi bin dinardan fazla param yok.” dedi. O parayı alınız, tüccara götürünüz, geri kalan kırk bin dinar için üç gün mühlet isteyiniz ki ödeyeyim.” dedi. Yine Mesut, elçiye “Sultanın katına arz et ki yirmi bin
nakit dinarı bu saat ödedim, geri kalanı için üç güne kadar tüccardan aman diledim.

Ben kaftanımın belini bağlamış ve çizmemi giymiş olarak Sultan ne emreder diye ayakta bekliyorum.” dedi. Elçi gidip geldi ve sultan “Yargı Meclisinde hazır ol veya geri kalan parayı teslim et. Şunu gerçekten bilki bu parayı tamamıyla ve kemaliyle tüccara ödemediğin ve onun ağzından ‘Mesut hakkımı bana ödedi.’ sözünü işitmediğim müddetçe benim yüzümü bir daha göremezsin!” diyor, dedi. Mesut’un söz söyleme gücü kalmadı. Her tarafa adam gönderdi, borç istedi. İkindi namazı vaktinde altmış bini tüccara verdi. Mesut ve
tüccar sultanın katına gittiler. O zaman Sultan Mahmut razı oldu. Bu haber dünyanın her tarafına yayılınca tüccarlar Kıtay’dan, Çin’den ve Mısır’dan Gazne’ye doğru yola koyuldular ve bütün dünyada ne kadar zarif şeyler varsa Gazne’ye getirmeye başladılar.

SORU: Sultan Mahmut’un devlet adamlığı ile ilgili neler söylenebilir?

CEVAP:Adil bir hüküdardır. Hukukun üstünlüğü kuralını söz konusu olan oğlu dahi olsa uygulmıştır.

SORU: Sultan Mahmut’un adalet ve hak anlayışına önem vermesinin nedenleri nelerdir?

CEVAP:“Adalet mülkün temelidir.” Adaletin olmadığı yerde devletten söz edilemez.

SORU: Siz olsaydınız bu etkinliğe nasıl bir başlık verirdiniz?

CEVAP:Sultan Mahmut’un Adaleti

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir