Tarihi hamamda tuz odası tedavisi

Kastamonu’da tarihi Vakıflar Hamamı’nda hizmete giren tuz odası ilgi görüyor.

Pakistan’dan getirilen tuzlarla kaplanan hamam içindeki oda hizmet vermeye başladı. Terapist Yasemin Yazımcı, tuz odası tedavisinin 19’uncu yüzyıldan bu yana özellikle Avrupa’da bilindiğini söyledi. Tuzun halk arasında zararlı olarak bilindiğini, ancak tuz odalarının birçok hastalığa iyi geldiğini ifade eden Yazımcı, şöyle konuştu:

“Tamamen doğal olan tuzun, astım, bronşit, egzema, sedef, kronik kulak burun boğaz hastalıkları ile uykusuzluk ve stres gibi sorunların tedavisine iyi geldiği biliniyor. Tuz odası terapisinin sağlık açısından hiçbir zararı yoktur. Tansiyon hastalarına birebir faydalıdır. Saman nezlesi gribal rahatsızlıklara da iyi geldiği bilinmektedir. Tuz odalarında ki ısıtma motorunun üzerinde parça tuzlarımız var. Ortamın ısınması için 30 ile 120 arasında derecelerimiz var. Artı bir de tuz motorumuz var. 05 mikrona kadar tuzlarımızı inceltip içeriye hava veriyor.”

Yasemin Yazımcı, henüz yeni olmasına rağmen tuz odası terapisine katılmak için bir çok kişinin geldiğini, yoğunluğun her geçen gün daha da artmasını düşündüklerini söyledi.

Kaynak: DHA

Obezite 10 kanser olasılığını artırıyor

Aşırı kilolu veya obez kişilerin, 10 yaygın kanser türüne yakalanma riskinin daha fazla olduğu öğrenildi.

Sonuçları Lancet dergisinde yayımlanan ve İngiltere’de beş milyon kişinin yedi yıl süresince sağlık verilerinin incelendiği araştırma, aşırı kilolu veya obez kişilerin, en yaygın görülen 10 kanser türüne yakalanma olasılıklarının, aşırı kilolu olmayanlara oranla daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu’ndan bilim adamlarının yaptığı araştırma, ortalama bir yetişkinin aldığı her fazladan 13 ila 16 kilonun, altı kanser türü riskiyle kesinkes ve doğrusal biçimde ilişkili olduğunu gösterdi.

Söz konusu kanser türleri, rahim, safra kesesi, böbrek, rahim boynu, tiroid ve lösemi olarak sıralanırken, en yüksek risk rahim, en düşük risk ise lösemide gözlendi.

Bilim adamları, vücut kitle endeksi yüksek olan kişilerin, karaciğer, kolon, yumurtalık ve menopoz sonrası meme kanserine yakalanma olasılıklarının daha yüksek olduğunu da belirtti.

Kaynak: AA

Kalp krizi hakkında ezber bozan araştırma

Uzmanlar sağlıklı ve uzun bir yaşam için koşmayı ve hızlı tempoda yürümeyi öneriyor. Ancak son araştırma ezber bozacak nitelikte.

6 kilometreden fazla koşmak kalp krizi riskini artırıyor.

Sağlık uzmanları, yürüme ve koşma gibi fiziksel aktivitelerin sağlığımız için faydalı olduğunu ve birçok hastalığı önlediğini belirtiyor.

Fakat ABD’de Lawrence Berkeley Laboratuvarı’nda yapılan yeni araştırma, günde 6 kilometreden fazla koşmak veya 10 kilometreden fazla yürüyüşün, kalp krizi geçmişi olan kişiler için faydadan çok zarar getirdiğini ortaya koyuyor.

“Her şeyin fazlası zarar” deyişini kanıtlayan araştırma sonuçları, düzenli ve yorucu egzersiz yapan, kalp krizi geçmişi olan kişileri uyarıyor.

Araştırmaya bakıldığında çarpıcı başka sonuçları da görmek mümkün. Her 20 kişiden 1’i egzersizde aşırıya kaçıyor ve kalp krizi geçmişi olan kişiler ölüm riskini tetikliyor.

Araştırma, sağlık yaşam ve uzun bir ömür için koşma ve yürümenin getirdiği faydalara vurgu yapmaktan geri kalmıyor. Araştırmanın sonuçlarından biri de, koşarken iki kat daha fazla kalorinin yakıldığı yönünde.

Araştırmanın başkanlığını yapan Dr. Paul Williams, bu araştırmayı sadece kalp krizi geçirmiş hastalar üzerinde yaptıklarını vurgulayarak, genelleme yapmanın yanlış olacağını belirtiyor.

Kanser ağrılarına çare var

Kanser son yıllarda pek çok nedene bağlı olarak artık dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli toplumsal sağlık sorunu noktasına geldi.

Vücutta bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla kanser oluşabilir. Kanser hücreleri anormaldirler ve kontrolsüz ve düzensiz bölünürler. Kanser normal dokuları sıkıştırabilirler, içine sızabilirler ya da tahrip edebilirler.

Kanser sadece vücutta belirli bir bölgesinde oluşan hastalık olarak değil, bütün vücudu ilgilendiren hastalıktır.

Gazi Üniversitesi Tıp Fak. Algoloji-Ağrı Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Avni Babacan ; Kanserin,  sıkıntı ve acılara neden olan, çoğu zaman çaresizlik duygusu ve psikolojik çöküntünün eşlik ettiği bir sağlık sorunudur. Kanserin genelde en zor ve en ağır yanı oluşan ağrılardır. Ağrı hayat kalitesini önemli şekilde etkiler.

Ağrıya neden olan unsurlar; tümörün kendisi,  cerrahi, kemoterapi, radyoterapi gibi tedavi yöntemleri sayılabilir. Etkili ağrı tedavisi hayat kalitesini artırır. Ne yazık ki kanser hastalarının çoğu yetersiz ağrı tedavisi almakta ve hastalığın kendisinin tedavisiyle uğraşan hekimler etkili yaklaşımlarla ağrı dindirilmesi yoluna gidilmemektedir. Oysa ağrının ortadan kaldırılması kanserin tedavisine de olumlu katkısı vardır. Kanser hastalarının etkili ve yeterli ağrı tedavisine görmemelerin en önemli nedeni ağrı uzmanı olan hekimlerine ulaşamamalarıdır.

Pek çok kanser ağrısı türü ilaç tedavileri ve ilaç dışı tedavi yöntemleriyle etkili bir şekilde dindirilebilir. Kanser ağrısının tedavisinde ilk seçenek ağrı kesicilerdir. Ağrı kesiciler toplumda sık kullanılan ilaçların başında gelir. Bu nedenle ağrı kesiciler Dünya Sağlık Örgütü’nün basamak tedavisi adı verilen sistemine uygun olarak kullanılmalıdır. Basamak tedavisinde önemli olan hastanın ağrısına göre ilaçları düzenlemektir. Kanser ağrısında ağrı tedavisi kişiye özgüdür.

Ağrı kesici kullanım ilkeleri hastalara öğretilmesi gerekir. İyi ve kalıcı bir ağrı tedavisi için ilaçları vaktinde almak gerekir. Ağrıları geçtikten sonra ilaçları bırakmak doğru değildir. Korkulanın aksine kanserli hastalarda morfin ve morfin benzeri ağrı kesici ilaçlar bağımlılık yapmaz.

Eğer ağrı kesici ilaçlar istenilen derecede etkili olmazsa sinir blokları uygulanır. Burada ağrıya neden olan sinirleri bloke edilir. Bu amaçla bloke edilecek sinirlere çeşitli ilaçlar ve radyofrekans termokoagülasyon yöntemleri kullanılır.

Radyofrekans termokoagülasyon yönteminde yüksek frekanslı radyo dalgaları uygulanarak ağrı iletimi engellenir.

Eğer sinir blokları da başarılı olmaz ise Morfin pompası kullanılır. Omuriliğe kateter yerleştirilir. Daha sonrada cilt altına pompa yerleştirilerek kateter buna bağlanır. Bu pompadan çok düşük doz morfin verilerek hastanın ağrısı etkili olarak dindirilir.

 

Organları 3 kişiye umut oldu

Şanlıurfa’da yaşayan Mesut Çevik, fırından ekmek almak için evden çıktığı sırada otomobilin çarpması sonucu ağır yaralandı.

Şanlıurfa’da, bir hafta önce geçirdiği trafik kazası sonucu ağır yaralanan ve yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesini kaybeden 12 yaşındaki Mesut Çevik’in organları ailesi tarafından bağışlandı. Karaciğeri ve iki böbreği alınan minik Mesut, üç kişiye umut oldu.

Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülerek Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedaviye alınan Çevik, gece yarısı doktorların çabasına rağmen yaşam mücadelesini kaybetti. Acılı aile, önemli bir adım atarak Çevik’in organlarını bağışlama kararı aldıklarını doktorlara söyledi. Bunun üzerine Malatya’dan organ nakliyle ilgili uzman doktorlar çağrıldı. Uzman ekip, Çevik’in karaciğeri ile iki böbreğini operasyonla aldı. Böbreklerden ikisi Diyarbakır’a, karaciğer ise Malatya’daki ihtiyaç sahiplerine gönderildi.

‘İNŞALLAH BİZE DUA EDERLER’

Organ bağışının çok önemli bir davranış olduğunu söyleyen Çevik’in amcası Mehmet Çevik, organların hayat kurtarması temennisinde bulundu. Amca Çevik, “Bizim çocuğumuz 1 hafta önce trafik kazası geçirdi. 7 gün yoğun bakımda kaldı ve bitkisel hayata girerek beyin ölümü gerçekleşti. Sağlık Bakanlığı ve dostların tasviyesiyle organları bağışlama kararı aldık. Geçmişte bizim başımıza geldiği için bunun önemli olduğunu biliyorduk. Biz organ bağışında bulunduk. İnşallah insanlar fayadalanır bize dua edeler. Bir yandan mutluyuz, bir yandan ise hüzünlüyüz. Umarım hayat kurtarırız” dedi.

‘3 KİŞİYE UMUT OLDU’

Hastanenin Başkehim yardımcısı Operatör Doktor Burak Ethemoğlu ise Mesut’un 3 kişiye organlarıyla umut olduğunu söyledi. Ethemoğlu, “Yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınan hastamız ne yazıkki, tüm tedavilere rağmen bir sonuç alamadık. Dün gecede hastamızın beyin ölümü gerçekleşti. Malatya’dan organ nakliyle ilgili uzman hocalarımız hastaneye çağrıldı. Bu sabahta hastamızın iki böbreği ve karaciğeri alındı. Böbrekten ikisi Diyarbakır’a, karciğerde Malatya’ya gönderildi. Bölgemizde çok rastlamadığımız ve can kurtarıcı bir durum. İki böbrek iki umut, karaciğerde bir kişiye umut olacak.

Organ bağışı yapmak isteyen hastalarımız için ilk önce beyin ölümünün gerçekleştirdiği komite tarafından belirleniyor. Daha sonra alınan organlar, ihtiyaç listesine göre hastalara ulaştırılıyor” diye konuştu.

Mesut Çevik’in cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından Yeni Mezarlık’ta yakınlarının gözyaşları arasında toprağa verildi.

Kaynak: İHA

Sigara bırakana pipetli tavsiye

Uzmanlar, sigarayı bırakan kişilerin hızla kilo almaktan yakındığını belirtip, buna karşı pipetle soğuk su içmelerini önerdi.

Nikotinin insan vücudunda doğal olarak üretilen dopamin, norepinefrin ve serotonin seviyelerini yükseltip, iştahı baskıladığını kaydeden Uysal, şu öneride bulundu:

DOPAMİNİ ARTIRIR

“Kişi sigarayı bıraktıktan 48 saat sonra tat alma duyusu aktifleşiyor. Tat ve koku hislerinin normalleşmesiyle iştahı açılıyor. Bu da besin tüketiminde artış ve kilo almaya neden oluyor. Özellikle yüksek kalorili tatlı ve yağlı besinlere eğilim güçleniyor. Ara ara pipetle soğuk su içmek, dopamin salgılamasını artırdığı için sigara bırakma sürecine olumlu katkı sağlayabiliyor.”