Stephen Hawking’in hayatı film oldu

İngiliz fizikçi Stephen Hawking’in hayatını anlatan “The Theory of Everything” (Her Şeyin Teorisi) adlı filmin fragmanı yayımlandı.

Dünyanın en ünlü bilim adamlarından Stephen Hawking’in hayatına odaklanan “The Theory of Everything”, 1960’lı yıllardan başlayarak Hawking’in aşk ve öğretim hayatını anlatıyor. Kasımda ABD’de vizyona girecek yapıtın Oscar adaylığına kesin gözüyle bakılıyor.

2 bin yıllık tuvaletlere büyük ilgi

Dünyanın en fazla ziyaretçi çeken antik kentlerinden olan Efes’te gözde ziyaret mekanlarından birisi de 2 bin yıllık umumi tuvaletler.

Roma döneminden kalan tuvaletleri görmek isteyen binlerce kişi, uzun kuyruklar oluşturuyor.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre yılın ilk yarısında 800 bine yakın kişinin gezdiği Efes Antik Kenti, Celsus Kütüphanesi, Yamaç Evler, antik tiyatro ve tapınaklarıyla tanınıyor. Ancak kenti gezen farklı ülkelerden insanların ilgisini en fazla çeken yerlerden birisi de umumi tuvaletler. Kent içinde farklı noktalarda bulunan ve 2 bin yılı aşkın bir tarihe sahip umumi tuvaletlerden en korunmuş olanı ise Yamaç Evler’in karşısında yer alıyor.

Celsus Kütüphanesi’nden Yamaç Evler’e doğru yürüyen ziyaretçilerin önünde kuyruk oluşturduğu umumi tuvaletler Roma döneminin tuvalet kültürünü merak edenleri kendisine çekiyor.

Efes Müzesi eski arkeoloğu Cengiz İçten, dünyada en iyi korunmuş antik umumi tuvaletlerden birisinin Efes’te yer aldığını, bu tuvaletlerin Roma dönemi tuvalet kültürüne ilişkin gerçekleri günümüze taşıdığını belirtti.

Antik dönemde insanların yan yana oturarak tuvalet ihtiyacını giderdiğini, Efes’teki umumi tuvaletin de bir mermer blok üzerine açılan deliklerden oluştuğunu belirten İçten, bu deliklerin 3 metre altında kanalizasyonun bulunduğuna dikkati çekti.

Tuvaletin arkasında bulunan hamamda kullanılan suyun bu kanallardan geçtiğini, böylelikle dışkıların taşınarak koku sorununun çözüldüğünü anlatan İçten, tuvalette insanların oturduğu bölümün hemen önünden de taharet temizliği için sürekli suyun aktığı küçük bir kanalın bulunduğunu ifade etti.

İçten, şu bilgileri verdi:

“O dönemde tuvaletler bir sosyalleşme mekanıydı. İnsanlar tuvaletlerini yaparken sohbet edebiliyorlardı. Tuvalete oturan insanların hemen karşısında bir havuz ve bunun çevresinde de üzerinde heykel ve kabartmaların bulunduğu bölümler vardı. Oturma bölümlerinin hemen önünden geçen kanal, temizlenmek içindi.O dönemde herkesin kendisine ait, ucunda sünger takılı olan taharet çubuğu vardı. Bu çubuk ve kanaldan geçen suyla taharet alıyorlardı.”

Kentin içinde farklı noktalarda da tuvaletler bulunduğunu, kent temizliğine büyük önem verildiğini ifade eden İçten, insanların sokakta ihtiyaç görmesinin engellenmesi amacıyla belli noktalara uyarı yazıları yazıldığına işaret etti.

Celsus Kütüphanesi önündeki bölümde bir duvarın üzerinde “Buraya çiş yapanı tanrıça Hekate çarpsın” yazısının yer aldığını, okuma yazma bilmeyenler için de Hekate’yi anlatan çam ağacı resminin çizildiğini belirten İçten, bu sorunun günümüzde de devam etmesi ve benzeri yazılarla engellenmeye çalışılmasının ilginç karşılandığını kaydetti.

Antik tuvalet kazılarının arkeologlar için çok önemli olduğuna da işaret eden İçten, tuvalete giren insanların ceplerinden düşürdükleri para benzeri materyallerin döneme ilişkin net bilgiler sunabildiğini de sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Hababam Sınıfı oyuncuları yeniden bir arada

Türk Sineması’nın 100’üncü yılı dolayısıyla düzenlenen etkinlikte, Hababam Sınıfı’nın usta oyuncuları bir araya geldi.

Türk Sineması’nın 100’üncü yılı dolayısıyla Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği etkinlik kapsamında bir araya gelen Hababam Sınıfı’nın efsanevi oyuncuları, geçmişi yad etti ve hayatını kaybeden arkadaşlarını andı.

Beşiktaş Belediyesi, Türk Sineması’nın 100’üncü yılı dolayısıyla düzenlediği etkinlikte, Hababam Sınıfı’nın usta oyuncularını bir araya getirdi. Etkinliğe, Beşiktaş Belediye Başkanı Avukat Murat Hazinedar ile eşi Sevgi Hazinedar başta olmak üzere, Hababam Sınıfı’nın efsanevi oyuncuları, şarkıcı ve gazeteci Ömür Gedik ile vatandaşlar katıldı.

MURAT GÖĞEBAKAN UNUTULMADI

Abbas Ağa Parkı’nda vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşen buluşmaya Ömür Gedik şarkılarıyla renk kattı. Şarkıcı konserine, önceki hafta hayatını kaybeden Murat Göğebakan’ın “Ay Yüzlüm” isimli şarkısıyla başladı. Etkinliğe ev sahipliği yapan Beşiktaş İlçe Belediye Başkanı Murat Hazinedar, eşi Sevgi Hazinedar’ı “Ay Yüzlüm” parçası eşliğinde dansa kaldırdı.

Hababam Sınıfı’nın ‘Güdük Necmi’ lakaplı oyuncusu Halit Akçatepe, yoğun İstanbul trafiğine yakalanması sebebiyle etkinliğe gecikmeli olarak katıldı. Başkan Murat Hazinedar, ünlü oyuncuyu elinden öperek karşıladı. Akçatepe, basın mensuplarının sorularına esprili bir dille karşılık verirken, keyifli anlar yaşandı.

RIFAT ILGAZ ANILDI

Başkan Murat Hazinedar, Türk Sineması’nın 100’üncü yılı sebebiyle planladıkları etkinliklerin ilki için bir arada olduklarını belirterek, “Türk Sineması’nın 100’üncü yılına dair çok önemli etkinliklerimiz olacak. Bu buluşmalarımız aynı zamanda bir vefayı da içeriyor. Bu akşam sevgili Ömür Gedik ile birlikte film müziklerini içeren bir konser hazırladık. Türk Sineması’nın en önemli simgelerinden birisi olan Hababam Sınıfı’nı yadediyor, Rıfat Ilgaz’ı da rahmetle anıyoruz. Hababam Sınıfı’nın çok değerli üyeleriyle sinema oyuncularıyla bir aradayız” ifadelerini kullandı.

“HABABAM SINIF 40 YILDIR SEYREDİLİYOR, 40 YIL DAHA SEYREDİLECEK”

Hababam Sınıfı’nın bacaksız lakaplı oyuncusu Tuncay Akça, sinemaya çocuk oyuncu olarak geldiğini ifade ederek, “Ben hala eski sinemayı özlüyorum. Eski filmlerle iç içeyim. Oynadığım 100’e yakın sinema filmi ve dizi var. Ben eski filmleri daha çok benimsiyorum. Hababam Sınıfı çekileli 40 yıl olmuş. 40 yıldır seyrediliyor. Bence bir 40 yıl daha seyredilecek. Her yayınlandığında reyting rekorları kırıyor ve dünyanın en komik 3. filmi seçildi. Bundan dolayı da çok güzel bir iş yaptığımıza inanıyoruz” dedi.

USTA OYUNCULARA PLAKET TAKDİM EDİLDİ

Gecenin son bölümünde Başkan Murat Hazinedar, eşi Sevgi Hazinedar ile birlikte Hababam Sınıfı oyuncularına birer plaket takdim etti. Plaketlerini almak üzere hep birlikte sahneye çıkan oyuncular, sanatçı Ömür Gedik ile birlikte ‘Ah Bu Hayat Çekilmez’ isimli parçayı söyledi.

Hababam Sınıfı oyuncuları, geceye katılan vatandaşlardan yoğun ilgi görürken, hatıra fotoğrafı isteklerini de geri çevirmedi.

Kaynak: İHA

Bu sikkeler tarihe ışık tutuyor

Tokat Müzesi’nde birçok medeniyete ait yaklaşık 35 bin sikke sergileniyor.

Tarihi Sulusokak’taki müzede sergilenen tarihi eserler ve sikkeler, geçmişe ışık tutuyor. Tokat Müze Müdürü Halis Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzelerinin geniş bir alana sahip olduğunu söyledi. Müzede birçok medeniyete ait tarihi eserlerin ve sikkelerin sergilendiğini belirten Şahin, “Müzemizde farklı dönemlere ait yaklaşık 35 bin sikke var” dedi.

Şahin, müzeyi geçen yıl 23 bin, bu senenin ilk 7 ayında ise 13 bin kişinin ziyaret ettiğini dile getirerek, “Yerli ve yabancı turistler, sikkelere ve el yazması Kur’an-ı Kerim’e yoğun ilgi gösteriyor” ifadesini kullandı. Müzedeki sikkelerin bir bölümünün kazı ve inşaat çalışmalarında ortaya çıktığını, bir kısmının ise satın alındığını aktaran Şahin, “Vilayet ek binası inşaatında çıkan Osmanlı ve Venedik dönemine ait altın sikkeler, müzemizin sikke koleksiyonunda yer almaktadır.

Diğerleri de Helenistik dönem, Roma şehir sikkeleri, Roma İmparatorluğu dönemi sikkeleri, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sikkelerdir. Müzemizde elektron sikkeler bulunuyor. Elektron sikkeler, altınla gümüş karışımı sikkelerdir” diye konuştu.

Tokat Müzesi’nin Türkiye’deki müzeler içerisinde sikke sayısı bakımından önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Şahin, “Müzemiz, Helenistik dönemden Osmanlı İmparatorluğu’nun sonuna kadar bütün medeniyetlere ait sikkelerle oldukça geniş bir koleksiyona sahiptir. Müzemizi ziyarete gelen misafirlerimiz, altın sikkelere daha çok ilgi gösteriyor” dedi.

Kaynak: AA

İETT’den İstanbul’la ilgili fotoğraf yarışması

İETT ilginç bir yarışmayla nostaljik ve modern İstanbul’u buluşturmaya hazırlanıyor.

Düzenlenen fotoğraf yarışmasıyla İstiklal Caddesi’ndeki nostaljik tramvay geçmişle bugün arasında bir köprü olacak. İETT’nin kurulduğu 1871 yılından itibaren İstanbul’un simgelerinden biri olan nostaljik tramvayın geçirdiği değişimler, İstiklal Caddesi’nin dünü ve bugünü çekilen fotoğraflarla gün yüzüne çıkacak.

 

Fotoğrafçılardan www.tanidikmigeldi.com web sitesinde ve afişlerinde yer alan ya da kendi arşivlerinde olan fotoğraflardaki yerlerin şimdiki durumlarını çekmeleri, veya fotoğrafta yer alan kişilerle aynı pozu vererek nostaljik fotoğrafları yeniden canlandırmaları isteniyor. İstanbul’un son yüzyılda geçirdiği değişimlerin kayda düşüleceği yarışma bir görsel bellek oluşturmayı hedefliyor. Amatör ve profesyonel tüm fotoğrafçıların katılabileceği yarışmada katılım şartları web sitesinde yer alıyor.

Her hafta www.tanidikmigeldi.com web sitesi üzerinden yapılacak oylamada en yüksek oyu alan çalışma kuruma ait toplu ulaşım araçlarındaki ve istasyonlarındaki LCD ekranlarında ve resmi sitede yayınlanacak. Haftanın kazananına özel olarak yaptırılan nostaljik tramvay rölyefi hediye edilecek. Yarışma 12 Eylül tarihinde sona erecek. Sonuçlar ise 15 Eylül tarihinde açıklanacak.

Sekiz hafta sonunda en çok beğeni alan çalışmanın sahibine Ipad hediye edilecek. Projede yer alan eserler Cer Atölyesi’nde düzenlenecek sergide ziyaretçilerin beğenisine sunulacak.

Kaynak: Haber7

Bale festivaline 10 bini aşkın seyirci

Türkiye’nin ilk bale festivali olan Uluslararası Bodrum Bale Festivali, 12’nci yılında 10 bini aşkın seyirciye ulaştı.

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, 19 Temmuz’da başlayan festivalin, dün, bale sanatının önde gelen topluluklarından Moskova Akademik Klasik Bale Tiyatrosunca sahnelenen “Kamelyalı Kadın” ile sona erdiği bildirildi.

Festivalde 6 bale eseri ve 9 temsilin sanatseverlerin beğenisine sunulduğu belirtildi.

Açıklamada, “10 bin 264 izleyiciye ulaşan temsillerini tamamlayan 12. Uluslararası Bodrum Bale Festivali,tarihi Bodrum Kalesinden rengin, sesin ve dansın büyüsüyle yıllardır icra ettiği bale sanatını, bu yıl da sanatseverlerin büyük ilgisiyle bitirdi” ifadesi kullanıldı.

Kaynak: AA

Teoman’ın akustik konserinde bin kişilik vokal

Türk rock müziğinin önemli ismi Teoman’ın konserinde bin kişi vokal yaptı.

Teoman, 26’ncı yılını kutlayan Enka Kültür Sanat Buluşmaları Açıkhava etkinlikleri kapsamında önceki akşam sahneye çıktı.

“Yavaş Yavaş” adını verdiği akustik performans konseriyle hayranlarının karşısına çıkan Teoman, piyano, keman ve gitar üçlüsüyle dinleyenlere unutulmaz bir gece yaşattı.

 

 

1000 KİŞİLİK VOKAL

Teoman, Türk rock müziğinde klasik haline gelen “Paramparça” ve “İstanbul’da Sonbahar” gibi parçalarının akustik versiyonlarını yaklaşık 1000 kişilik ENKA vokaliyle seslendirdi. Şarkıcıya piyanoda Ece Dağıstan, kemanda Mahur Tukan, gitarda Tolga Akyıldız ve çelloda Çağ Erçağ eşlik etti.

Dünyanın en eskisi gün yüzüne çıktı

Aslantepe Höyüğü’nde “dünyanın en eski kerpiç sarayı” olduğu belirtilen yapı gün yüzüne çıkartılıyor.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) “Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi”ne Türkiye’den son dahil edilen 13 alandan biri olan ve milattan önce 5 binli yıllara tarihlenen Aslantepe Höyüğü’nde “dünyanın en eski kerpiç sarayı” olduğu belirtilen yapının gün yüzüne çıkarılması için kazılar devam ediyor.

Roma La Sapienze Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcella Frangipane başkanlığındaki 40 kişilik ekiple yürütülen bu dönemki kazı çalışmalarının 1,5 ay sonra tamamlanması planlanıyor.

Aslantepe Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Frangipane, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “dünyanın en eski kerpiç sarayı”nın Aslantepe’de olduğunu belirterek, “Bu, çok önemli bir şey. Devlet sistemi başlıyor, bu saray o anlama geliyor.

Şimdi burayı Valilikle açık hava müzesi yaptık” dedi. Ören yerinde geçen seneki kazı çalışmalarında önemli mesafe katettiklerini, milattan önce 2 bin 900’lü yıllara ait büyük bir yapı bulduklarını ifade eden Frangipane, “Geçen sene sürpriz oldu, tepe üstünde büyük bir bina bulduk.

Kazıya devam ettik ve altında büyük bir salon bulduk. O salon çok iyi korunmuş” diye konuştu. Frangipane, Aslantepe’deki sarayın milattan önce 3 bin 300’lü yıllara ait olduğunu dile getirerek, “Mezopotamya’da büyük binalar var, mabet var, tapınak öyle, belki daha büyük ama tam saray sistemi burada başladı. Tapınak, depolar, avlu, koridor ve önemli insanların evleri var, beraber burada yaşamışlar.

Bu, çok önemli bir şey” ifadesini kullandı. Aslantepe’de orijinal duvar resimleri olduğuna dikkati çeken Frangipane, Aslantepe’nin farklı dönemlere tanıklık ettiğini belirterek, şunları söyledi: “Burada en önemli iki dönem var. Birinci dönem, bu saray dönemi, milattan önce 3 bine kadar. Sonrası, Hitit dönemi. O da çok önemli. Aslantepe, büyük bir Hitit merkezi oldu. İnşallah gelecek sene Hitit tabakalarının olduğu yerde çalışacağız. Bu en önemli dönem ama bir şey daha var, Aslantepe’nin çok uzun bir tarihi var.

Bizim kazı, 52 senedir devam ediyor. Bundan komple bir tarih çıkıyor.” Prof. Dr. Marcella Frangipane, geçen sene buldukları salonun yanında başka odaların ve eserlerin olma ihtimalinin yüksek olduğunu, bu yönde çalışmalar yapacaklarını dile getirdi. Frangipane, kazılardan sonra ören yerinin üstünü kapatarak zarar görmesini engellediklerini ifade etti.

“Bu saraya kadar gitmek istiyoruz”

Malatya’ya ve Türkiye’ye hem tarihi hem de kültürel anlamda katkı sağlamak istediklerini belirten Frangipane, “Biz, bu saraya kadar gitmek istiyoruz. Bu büyük salon ve eski binaları ortaya çıkarmaya çalışacağız, sonra çok daha güzel açık hava müzesi olacak. Valiyle, belediye başkanıyla konuştum, turistler için daha geniş turlar olacak” ifadesini kullandı. Frangipane, Malatya Valiliğinden edindiği bilgilere göre, Aslantepe’ye gelen turist sayısının her sene giderek arttığını dile getirerek, düzenlenecek turlar sayesinde ören yerine daha fazla turistin gelmesinin sağlanabileceğini söyledi.

Kaynak: AA

Denizli’de 2 bin yıllık anıt mezar bulundu

Denizli’nin Honaz ilçesinde 2 bin yıllık olduğu tahmin edilen anıt mezar bulundu.

Denizli’nin Honaz ilçesi Kaklık Mahallesi Emirçayı Deresi’nde ihbar üzerine Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından başlatılan kazı çalışması, bölgenin yaklaşık 2 bin yıllık bir yerleşim merkezi olduğunu ortaya koydu.

“2 BİN YIL ÖNCE DE YERLEŞİM OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”

Kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan anıt mezar ise sergilenmek üzere Pamukkale’deki müzeye götürüldü. Bölgede 2 bin yıllık olduğu tahmin edilen anıt mezar bulunmasının önemli olduğunu belirten Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz, “Bölgeden gelen ihbar üzerine çalışma başlattık.

2 bin yıllık olduğu tahmin edilen anıt mezar ortaya çıkarıldı. Anıt mezar, burada 2 bin yıl önce de yerleşim olduğunu gösteriyor. Bununla ilgili çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. Kazı yapılan alanda yoğun güvenlik önlemi alınırken, bölgede jandarma ekipleri de nöbet tutuyor.

Kaynak: AJANSLAR

“Üç Yol”, Asya Pasifik Ekran Ödülleri’ne aday

“Üç Yol” filmi, “Asya Pasifik Ekran Ödülleri”ne aday gösterildi.

Konuya ilişkin açıklamaya göre, kısa filmleri ile birçok başarı ve ödüllere imza atan Faysal Soysal’ın ilk uzun metraj sinema filmi “Üç Yol”, Asya’nın Oscar’ı olarak kabul edilen Asya Pasifik Ekran Ödülleri’ne Türkiye’den aday gösterildi.

Asya-Pasifik Sinema Akademisi tarafından düzenlenen yarışma, “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmiyle Nuri Bilge Ceylan’a üç ödül kazandırmıştı.