Ders ve Çalışma Kitapları e Okul

Rusya Başbakanı Dimitriy Medvedev, Suriye’de başlatılacak olası bir kara harekâtının dünya savaşına davet çıkarma anlamına geleceğini belirterek “ABD, Rusya ve hatta Türkiye dünya savaşı çıkmasını önlemeli” dedi.

TÜRKİYE ENGELLEMELİ: Almanya’nın Münih şehrindeki 52. Güvenlik Konferansı öncesi açıklamalarda bulunan Medvedev, “Suudi Arabistan Suriye’ye karadan girdiği takdirde bölgedeki başka ülkeler de otomatik olarak ihtilafa iştirak edecektir. Bu yüzden hem ABD, hem de Suudi Arabistan onlarca yıl devam edecek ve hatta tüm dünyayı içine çekecek yeni cihan harbi çıkmasını istiyor mu? Bilindiği üzere özellikle Arap dünyasında böyle bir savaş bir kere patlak verdiğinde herkes herkese karşı savaşmaya başlar” diye konuştu. Medvedev, “Suriye’de patlak verebilecek savaş kimsenin çıkarına olamayacağına göre ABD ve Rusya’nın ve hatta belirli çekincelerle Türkiye’nin de uyguladığı sert adımlarla taraflar görüşme masasına çekilmeli. Üçüncü Dünya Savaşı başlamasının kimse tarafından istenmediği düşünüyorum” dedi.

GÜVENLİ BÖLGEYİ KABUL ETMEYİZ: Öte yandan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Oleg Sıromolotov, IŞİD karşıtı koalisyonun Suriye-Türkiye sınırında 45 kilometrelik güvenli bölge oluşturma girişimlerini kabul etmediklerini söyledi. Sıromolotov, “Koalisyon üyelerinin, Şam ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin izni olmadan Suriye topraklarına asker göndermesini, doğrudan askeri müdahale olarak görürüz” dedi.

Güney Kore Birleşme Bakanı Hong Yong-pyo, gazetecilere yaptığı açıklamada, bundan sonra iki ülke arasında yaşanacakların Kuzey Kore’nin sorumluluğu olduğunu belirterek, Pyongyang yönetiminin, hali hazırda bu talebi görmezden geleceğini ima etmesine rağmen Kaesong Sanayi Bölgesi’nde Güney Kore firmalarının mülklerinin korunmasını istedi.

Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada da “Güney Kore ordusunun her ihtimale hazırlıklı olduğu” bildirildi.

Güney Kore Birleşme Bakanı Hong Kong-pyo önceki gün Kaesong’daki ortak sanayi bölgesinde çalışmaları sonlandırma kararı verdiklerini açıklamıştı. Faaliyete 2004 yılında geçen sanayi bölgesinin Kuzey Kore’ye 560 milyon dolar kazanç sağladığını vurgulayan Hong, uluslararası topluma Pyongyang yönetimine daha sert yaptırımlar uygulanması için baskı yaparken, Kuzey Kore’nin bu bölgeyi kitle imha silahları geliştirmek için kullanamayacağını belirtmişti. Hong, Kaesong’da faaliyet gösteren şirketlere tazminat ödeyeceklerini de belirtmişti.

Kuzey Kore de Güney’in Kaesong sanayi bölgesinden firmalarını çekmeye başlamasını “savaş ilanı” olarak değerlendirerek, orduya sanayi bölgesini devralma görevi vermişti.

Pyongyang yönetiminden yapılan açıklamada, dünyanın en yoğun silahlandırılmış alanlarından biri kabul edilen Kaesong’daki sanayi bölgesinde çalışan yüzlerce Güney Kore vatandaşının sınır dışı edildiği, on binlerce Kuzey Koreli işçinin geri çekildiği ve Güney Kore’ye ait tüm mal varlığının dondurulduğu belirtilmişti. Açıklamada sınır ötesi iki acil yardım hattının da kapatıldığı kaydedilmişti.

Kaesong sanayi bölgesi, iki taraf arasındaki son önemli işbirliği projesi olmuştu. Güney Kore’nin inisiyatifi, sermayesi ve teknolojisi, Kuzey Kore’nin ucuz iş gücüyle birleştirilmiş ve proje, birleşme için emsal olarak görülmüştü. Bölgedeki 100’den fazla Güney Koreli firmaya ait fabrikada binlerce Kuzey Koreliye iş imkanı sağlanmıştı. Kaesong sanayi bölgesindeki firmalar, diğer ikili projelerin kesilmesine yol açan gerilimlerde ayakta kalmayı başarmıştı. Sanayi bölgesindeki en büyük sorun, 2013 yılında Kuzey Kore’nin, Güney Kore ile ABD’nin ortalaşa yaptığı askeri tatbikatı protesto etmek amacıyla işçilerini geri çektiğinde yaşanmıştı.

ABD ve Güney Koreli yetkililer, Kuzey Kore’nin pazar günü sabah saatlerinde uzun menzilli roket fırlattığını bildirmişti. Kuzey Kore ise denemesinin “barışçıl uzay programı” kapsamında olduğunu duyurmuş, “uzun menzilli roket ile uzaya uydu fırlattığını” açıklamıştı. Kuzey Kore, daha önce de 2006, 2009 ve 2013’te ülkenin doğusundaki Kilju kenti yakınlarında yer alan Punggye-ri tesisinde 3 yer altı nükleer test yapmış, son olarak da 6 Ocak 2016’da hidrojen bombası denemesi gerçekleştirdiğini açıklamıştı. Açıklamanın ardından acil toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) bu ülkeyi “şiddetle” kınamış, deneme 1718, 1874, 2087 ve 2094 sayılı BMGK kararlarının açık ihlali olarak değerlendirilmişti.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Ermeni keşif ve sabotaj timlerinin gece Azerbaycan mevzilerine saldırı girişiminde bulunduğu belirtildi.

Azerbaycan askerleri tarafından tespit edilen Ermeni timlerinin açılan ateşle geri püskürtüldüğü ifade edilen açıklamada, “ilk belirlemelere göre Ermeni tarafından 5 ila 7 askerin öldürüldüğü” kaydedildi.