Rusya’dan Suriye uyarısı: Dünya savaşı çıkabilir

Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev, Suriye konusunda uzlaşı sağlanamazsa yeni bir dünya savaşı çıkabileceğini açıkladı.

Medvedev, Almanya’da yarın yayınlanacak Handelsblatt gazetesine verdiği röportajda, Rusya’nın Suriye’deki ihtilafa kendi ulusal çıkarlarını savunmak için katıldığını söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Esed’in talebi üzerine harekete geçtiğini ve askeri harekata katılma kararı verdiğini ifade den Medvedev, ancak kara operasyonuna katılmak istemediklerini belirtti.

Medvedev, “Rusya’nın kara harekatına katılmak istemediğini söylediniz. Arap ülkelerinin, buna hazır olduğuna ve ayrıca ABD’nin de öncü rol almasını istemelerine ne diyorsunuz?” şeklindeki soruya, kara harekatlarının genelde savaşın kalıcı olmasına neden olduğu için uygun olmadığını ifade etti.

Kara operasyonlarının tüm güçlerin savaşa dahil edilmesi anlamına geleceğini ifade eden Medvedev, “Amerikalılar ve Arap partnerlerimiz iyi düşünmeliler. Kalıcı bir savaş istiyorlar mı? Böyle bir savaşı hızlı bir şekilde kazanabileceklerini mi düşünüyorlar? Böyle bir şey, özellikle de Arap dünyasında imkansızdır. Orada herkes herkese karşı savaşıyor” ifadesini kullandı.

Suriye’de yalnız başına hareket edecek bir gücün bulunmadığını öne süren Medvedev, şöyle devam etti:

DÜNYA SAVAŞI UYARISI

“Orada bir tarafta Esed ve askerleri var, diğer tarafta hükümete karşı savaşan herhangi bir grup var. Her şey çok karmaşık. Bu, yıllar, hatta on yıllarca devam eder. O zaman niye bu gerekli? Yeni bir dünya savaşına sebebiyet vermek yerine tüm tarafların müzakere masasında yer almaları zorunlu kılınmalı.”

“AVRUPA BAŞARISIZ”

Avrupa’nın sığınmacı politikasını da eleştiren Medvedev, “Avrupa’nın göç politikası tümüyle başarısız. Her şey dehşet verici” dedi.

Medvedev, yüz binlerce sığınmacının kontrolsüz şekilde Avrupa Birliği içinde dolaşmasının hesaplanamaz bir güvenlik riskini teşkil ettiğini savunarak, “Avrupa kapılarını genişçe açarak oraya gelmek isteyen herkesi davet etmesi aptalcaydı” diye konuştu.

Kaynak : AA

Kırımoğlu, o haberleri yalanladı

Kırım Tatarları’nın manevi lideri Kırımoğlu, basında çıkan “Türkiye’den Ukrayna’ya silah yardımı” ile ilgili haberleri yalanladı.

Ukrayna Devlet Başkanının Kırım Tatarlarından Sorumlu Yetkilisi, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, kendisine atfedilerek Türkiye ve Ukrayna basınında çıkan “Türkiye’den Ukrayna’ya silah yardımı” ile ilgili haberleri yalanladı.

Kırımoğlu yaptığı açıklamada, birkaç hafta önce savunma sanayisine yönelik üretim yaptığını söyleyen bir iş adamının kendisine başvurarak Ukrayna Savunma Bakanlığına ürünlerini tanıtmak amacıyla görüşme talebi içeren bir mektup verdiğini ve bu mektubun bakanlığa iletilmesini rica ettiğini söyledi.

Bir haber sitesine verdiği röportajda yer alan bu konudaki ifadelerinin, sanki Türkiye’nin Ukrayna’ya silah sevkiyatı yapacakmış gibi çarpıtılarak yansıtıldığını belirten Kırımoğlu, bu röportajdan diğer medya kuruluşlarının da alıntı yaparak yanlış haberin Ukrayna’da ve Türkiye’de yayıldığını ifade etti.

Türkiye’nin Ukrayna’ya silah sevkiyatı yapacağı ve Türkiye Savunma Bakanlığının Ukrayna Savunma Bakanlığına kendisi aracılığıyla mektup gönderdiği yönünde herhangi bir ifade kullanmadığını vurgulayan Kırımoğlu, “Türkiye Savunma Bakanlığının böyle bir inisiyatifi olsaydı, zaten o zaman milletvekili aracılığıyla değil, doğrudan bakanlıklar arasında görüşme gerçekleştirilirdi” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak : AA

Fransa’dan Putin’e çağrı: Derhal son ver

Hollande: ”Faaliyetlerine son vermesi çağrısı yapıyorum. Çünkü binlerce insan hava saldırıları yüzünden evlerini terk ediyor” dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Rusya’ya,  Suriye’deki faaliyetlerine son verme çağrısı yaptı.

Fransız ”TF1” haber kanalına konuşan Hollande, ”Rusya’ya  faaliyetlerine son vermesi çağrısı yapıyorum. Çünkü binlerce insan hava  saldırıları yüzünden evlerini terk ediyor”dedi.

KATLİAM YAPIYORLAR

‘Esed rejiminin yönetimi bırakması için gerekenin yapılması  gerektiğini” kaydeden Hollande, ”Esed halkını, Rusya’nın da yardımıyla   katliamdan geçiriyor”diye konuştu.

Fransa, Irak ve Suriye’de terör örgütü DAEŞ’e yönelik hava  operasyonlarına aktif olarak katılıyor. Dışişleri Bakanlığı görevini dün bırakan  Laurent Fabius, basına yaptığı açıklamada, Suriye konusunda ABD Başkanı Barack  Obama’ya eleştirilerde bulunmuş ve Washington’un meydanı boş bırakması yüzünden  Moskova’nın burada devreye girdiğini savunmuştu.

ABD’nin cevap veremediği PYD sorusu

ABD Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü Toner’e PYD ile ilgili olarak Rusya’da açılan ofisteki Öcalan fotoğrafı soruldu.

ABD Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü Mark Toner’e PYD’nin Rusya’da açtığı ofiste bulunan Öcalan fotoğrafı sorulunca ‘bilmiyorum’ diyerek geçiştirdi.

ABD’DEN SKANDAL PYD AÇIKLAMASI

PYD’nin ABD gözünde nasıl bir kategoride olduğunu da değerlendiren Toner, “PYD’yi Suriye’de DAEŞ’e karşı mücadele eden, Suriyeli Araplar, Türkmenler gibi gruplardan biri olarak görüyoruz” diye konuştu.

“PYD RESMEN MUHALİFLER İÇERİSİNDE YER ALMIYORLAR”

Toner, PYD’nin direkt olarak Esed rejimini hedef almadığını fakat DAEŞ’e karşı etkili bir grup olduklarını anlatarak “Resmen muhalifler içerisinde yer almıyorlar” dedi.

Bunun üzerine, “Türkiye’nin rejim ve muhalifler arasındaki barış görüşmelerinde PYD’yi muhalif saflarında istememesi normal değil mi?” şeklinde yöneltilen bir soru üzerine ise Toner, “Suriye’de farklı gruplar ve farklı çıkarlar üzerine kurulmuş karışık durumu ele aldığımız zaman, PYD’yi hesaba katmak gerekir. Fakat Cenevre’deki görüşmelere dahil edilmemişti” yorumunu yaptı.

PYD’nin sadece DAEŞ’e karşı savaşmadığı, muhaliflere karşı savaştığı yönündeki haberlere de değinen Toner, “Hangi grubun hangi gruba karşı savaştığına dair çok fazla haber görüyoruz. Aslında muhaliflerin peşinden gittiklerini zannetmiyorum. Onların sadece DAEŞ’e yoğunlaşmasını istiyoruz. Muhaliflerle karşı karşı geldikleri zaman endişelerimizi dile getirdik” dedi.

“TÜRKİYE’NİN GÖSTERMİŞ OLDUĞU İNANILMAZ CÖMERTLİĞİN FARKINDAYIZ”

Toner, dün yapılan basın toplantısında, Suriye’de Rusya’nın ve rejimin saldırılarından dolayı Halep’i terk etmek zorunda kalarak Türkiye sınırına doğru yönelen Suriyeliler için Türkiye’nin misafirperverliğine devam etmesi yönündeki sözlerini bir soru üzerine tekrar değerlendirdi.

ABD’nin Ürdün, Lübnan ve Türkiye’deki Suriyeliler için yardımlarda bulunduğunu belirten Toner, “Türkiye’nin göstermiş olduğu inanılmaz cömertliğin ve misafirperverliğin çok iyi farkındayız. Biz de bunun için Türklere ekonomik destek verdik ve vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.

O FOTOĞRAF SORULUNCA GEÇİŞTİRDİ

“Rusya’nın başkenti Moskova’da PYD’nin bir ofis açması ve duvarlarında ABD’nin de terörist olarak kabul ettiği Abdullah Öcalan’ın fotoğraflarının bulunması, PKK ile PYD arasında bir bağ olduğunu göstermez mi?” sorusuna ise Toner, “Ben bu haberleri görmedim” cevabını verdi.

Toner ayrıca, Washington’da bazı temaslarda bulunan HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir ve Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy’un, ABD Dışişleri Bakanlığında Avrupa ve Avrupa-Asya İlişkileri ve Demokrasi bürosundan yetkililerle bir görüşme yaptığını söyledi.

Kaynak : AA

Suriye İle Ateşkesi Sağladılar

ABD Dışişleri Bakanı Kerry Almanya’da yapılan Suriye toplantısında tarafların bir hafta ateşkese gidilmesi konusunda uzlaştıklarını açıkladı

İlk yapılacak işin insanı yardımları artırıp, ulaştırılmasının sağlanması olduğunu belirten Kerry, “İkinci olarak da ulusal çapta saldırıların durmasını sağlayıp, bir hafta içinde ateşkesi yürürlüğe sokma konusunda görüş birliğine vardık. Bu iddialı gibi görünebilir ancak herkes olabildiği kadar çabuk davranma konusunda kararlı bu amaca ulaşmak için” dedi.

Suriye’de savaşın beş yıldır süregelmekte olduğunu anımsatan Kerry, “Şimdi elimizde olan sözlerin kağıda dökülmüş hali. Önümüzdeki bir kaç gün içinde sahada somut adımlar atılması gerek” diye konuştu. Kerry, Münih’teki görüşmelerin verimli geçmesinden memnuniyet duyduğunu belirtti.

DAEŞ VE EL NUSRA DAHİL DEĞİL

Kerry, bu anlaşmaya DAEŞ ve El Nusra gibi terör örgütlerinin dahil olmadığını belirtti.

Varılan anlaşma uyarınca insani krizin derinleştiği Suriye’ye cumartesi gününden itibaren yardımlar gönderilmeye başlanacak. Ardından bir hafta içinde Esad rejimi ve muhalifler arasında geçici ateşkes sağlanacak.

Bu ateşkesin ardından tarafların Cenevre’deki barış müzakerelerine yeniden başlaması öngörülüyor.

Aranan Kişi Bulundu

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yeni oluşturulan Mutluluk Bakanı, 7 kadın bakan arasında yer alan Ohud el Rumi oldu.

Genç bakan, gençlik, eğitim ve iklim değişikliğiyle mücadele gibi alanlarda halkın mutluluğu için çalışacak.

Kabinede yaptığı değişikliklerle ‘Mutluluk Bakanlığı’ kurarak halkın mutluluğunu çok ciddiye aldığını göstermeye çalışan BAE, bu bakanlığa bir kadını atayarak aynı zamanda kadınları da önemsediği mesajı verdi.

​BAE Başbakanı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid el Mahdum, Twitter mesajında Ohud El Rumi’yi Mutluluk Bakanı yaptığını duyurdu. Aynı zamanda Başbakanlık Genel Direktörlüğü görevini sürdürecek bakan, 29 kişilik yeni kabinedeki 7 kadın bakandan biri olacak.

Şeyh Muhammed, Twitter’da mutluluğun ‘bir dilekten daha ötesi’ olduğunu belirterek bakanın görevinin halkın mutluluğu için plan ve projeler geliştirmek olacağını ifade etti.

Geçen ekim ayında BM Küresel Girişimciler Konseyi’nin ilk Arap üyesi seçilen El Rumi’nin yanı sıra, Gençlik Bakanlığına da 22 yaşındaki Oxford Üniversitesi mezunu Şamma el Mazrui atandı.

Çoğu ABD’li 8 bin asker PYD’ye katıldı

Çoğu Amerikalı 8 bin yabancı askerin ise PYD’ye katıldığı tespit edildi. Bu gelişmeyle ABD ile PKK arasındaki ilişki belgelendi

ABD teröre destek verip, PKK’nın Suriye kolu PYD’ye silah gönderdi. Obama’nın temsilcisi McGurk da Kobani’ye gidip, Polat Can adlı teröristle objektiflere gülümsedi.

Terör örgütü PKK’nın arkasındaki küresel güç kendisini gizlemedi. ABD ile kanlı örgüt arasındaki kirli bağ, Suriye’de deşifre edildi. Türkiye’nin “PKK ile PYD terör örgütüdür” açıklamalarını dikkate almayan Beyaz Saray, PKK’nın Suriye kolu PYD’ye her türlü desteği verdi. ABD silahları, havadan ve karadan PYD güçlerine gitti. Amerikan yapımı silahlar, PKK aracılığıyla Sur ve Cizre’ye gönderildi. Güvenlik güçlerinin süpürme operasyonlarıyla ele geçirilen silahlar, kirli tezgahı deşifre etti. Ancak ABD, Türkiye’ye rağmen terör estirmekten vazgeçmedi.

YABANCI KESKİN NİŞANCILAR! 

Başkan Barack Obama’nın DAEŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, Kobani’ye giderek, kendisini Rojava Ordusu Komutanı olarak tanıtan PKK’lı terörist Polat Can ile bir araya geldi. Kandil’de eğitilip Türkiye’deki terör saldırılarında bizzat yer alan PKK’lı terörist Can’ın elinden plaket alan McGurk objektiflere gülümsedi. Ankara’dan tepki gecikmedi. Türkiye, ABD’ye “Tarafını seç” diye rest çekti. ABD’den ise “PKK ile YPG arasında fark var” yanıtı geldi! Gözler PKK’nın Suriye’deki askeri kanadı PYD’ye çevrildi. Terör örgütü PYD’nin içinde 8 bin yabancı askerin olduğu tespit edildi. Bu askerlerin çoğunun ABD uyruklu ve ABD ordusunda görev almış kişilerden oluştuğu kaydedildi. Çoğu ABD’li olmak üzere, İngiliz, Fransız ve İsrailli askerlerin, teröristlere silah eğitimi verdiği öğrenildi. Keskin nişancılık eğitimi alan PKK’lı teröristlerin Sur ve Cizre’ye gönderildiği iddia edildi. Diyarbakır Sur’daki operasyonlarda güvenlik güçlerine ateş eden teröristler arasındaki yabancı keskin nişancılar ise Amerikan işi olarak hafızalarda yer etti.

PYD güçlerine katılan yabancı askerlerin çoğunun ABD, Belçika, Fransa, Almanya ve İsrail uyruklu oldukları belirtiliyor.

Kendisini PYD’nin Rojava sorumlusu olarak tanıtan PKK’lı terörist Polat Can, McGurk’a plaket verdi. ABD’li temsilcinin, PKK ve PYD’ye gönderilen silahları organize ettiği öğrenildi.

TAKVİM

PYD’ye katılan ABD’li askerlerden PKK itirafı

PYD saflarına katılan ABD’li askerler, Amerikan basınına yaptığı açıklamada, ‘PYD ile PKK arasında fark yok’ dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Ey Amerika! Bizimle beraber misiniz yoksa PYD ve YPG ile mi?’ çıkışı ABD Dışişleri Bakanlığı’nın günlük basın toplantısında gündeme geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner, “PKK ile YPG arasında açık ve net bir fark var. PKK terör örgütü ama, YPG ile ilgili Türkiye ile aynı görüşte değiliz. Biz PKK ile YPG arasında bir bağ görmüyoruz” dedi. Oysa aynı ülkenin basın organları bile PKK ile YPG arasında açık bir bağ olduğunda hemfikir. Washington Post, New York Times, Wall Street Journal gibi ABD’nin saygın gazeteleri son 1 yıl içinde yayınladıkları tüm haberlerde YPG için, ‘PKK’nın Suriye’deki uzantısı’ ya da ‘PKK ile yakın ilişki içinde olan örgüt’ ifadesini kullanıyor. İşte ABD’nin gözlerini yumduğu PKK-YPG ilişkisinin açık kanıtları:

ABD BASINI ‘AYNI’ DİYOR

– Wall Street Journal gazetesinde 5 Eylül 2015’te yayınlanan haberde ABD’li eski askerlerin IŞİD’e karşı savaşmak için YPG saflarına katıldığı belirtildi. Bu askerlerden Jamie Lane, ‘PKK ile YPG arasında hiç fark yok. PKK’lılar sadece üniforma değiştirerek YPG oluyor’ demişti.

– Aynı haberde YPG adına açıklamayı PKK’nın sözcüsü Zagros Hawa isimli terörist yaptı; ‘Yüzlerce yabancı mücadelemize katılıyor’ dedi.

– Wall Street Journal Obama yönetimi yetkililerine iki örgüt arasındaki bağı sorduğunda aldığı yanıt, ‘PKK ile YPG arasında bağ olduğunu kabul ediyoruz. Koordine halinde çalıştıklarını biliyoruz. Ama komuta yapıları farklı’ şeklinde oldu.

PYD’NİN İÇİNDE 7 BİN PKK’LI VAR

İstihbarat raporlarına göre 35-38 bin civarındaki PYD’linin 7 bini PKK’lı. PKK’nın 53 tepe yöneticisinden 17’si Suriye’de bulunuyor. Mustafa Karasu, Sofi Nurettin ve Bahoz Erdal da bu isimler arasında yer alıyor. Bu isimlerin dışında PYD’de çatışmaları yöneten ve Türkiye’de sözde eyalet komutanlığı görevlerinde bulunan 109 PKK’lı görev yapıyor. Bunlardan 9’u PKK’nın Avrupa kadrolarında görev yaparken Suriye’ye geldi. Bu 109 PKK’lıdan sadece 27’si Suriyeli. 16’sı İranlı geri kalanı ise PKK’nın Türkiye kadrolarından.

YPG SÖZCÜSÜ BİLE PKK’LI

– PKK’lılar ve savunma uzmanlarına göre tüm örgütler PKK çatısı altında. Nitekim 24 Temmuz 2015’te IŞİD’e karşı savaşan Kürt kadınlarla ilgili bir haber yapan Wall Street Journal’a konuşan PKK’lı Zind Ruken, ‘Bu örgütlerin hepsi PKK’nın farklı kolları. Ben bazen PKK’lı oluyorum, bazen PJAK’lı, bazen ise YPG’li’ ifadesini kullandı.

– Ezidi’lerin yaşadığı Sincar Dağı’nı IŞİD’in elinden Peşmerge ve YPG almıştı. Buradan kurtarılan Ezidi erkekler IŞİD’le savaşmak isteyince eğitimleri PKK tarafından verildi. Çoğu YPG’ye katıldı.

– Geçtiğimiz günlerde Obama’nın IŞİD’le mücadele temsilcisi Brett McGurk Rojava bölgesine gidip YPG’lilerle görüşmüştü. YPG sözcüsü Polat Can’ın elinden plaket alırken çekilen fotoğrafı Türkiye’nin büyük tepkisini çekmişti. O plaketi veren Polat Can aslında PKK üyesi. Batılı ajanslara daha önce defalarca PKK adına açıklama yaptı. Uzun süre Kandil’deydi.

– YPG’ye dünyanın dört bir yanından yabancı savaşçılar IŞİD’le mücadele için katıldığında ilk şart PKK tarihini ve Öcalan’ın ideolojisini öğrenmek oluyor.

– PKK ile YPG’nin ‘marşları’ bile aynı. Sadece PKK kelimesi YPG ile değiştiriliyor.

– YPG’nin resmi sloganı ‘Öcalansız bize hayat yok’. Terörist örgütün Suriye’deki merkez binasında dev bir Öcalan posteri asılı.

Kaynak : DHA

Arka Arkaya Tam İki Patlama Oldu

İsveç’in Göteborg kentinde sabaha karşı arka arkaya iki şiddetli patlama meydana geldi.

Polis yetkilileri iki patlama arasında bağlantı olabileceği üzerinde durduklarını söylediler.

Patlamalardan ilki Göteborg kentinin Lunden semtinde meydana geldi. Polis yetkilileri patlamanın bir apartman dairesinde meydana geldiğini, hangi cins patlayıcı madde olduğunun tespit edilmesi için teknik çalışmaların başladığını belirtti. Patlama anında apartman dairesinde bulunan bir kişinin ciddi yara almadan kurtulduğu öğrenildi.

Birinci patlamadan 10 dakika sonra bu sefer Angered semtinde şiddetli bir patlama daha oldu. Patlamanın apartman dairesinin balkonunda olduğu, patlama sonucu balkonun ağır hasar gördüğü belirtildi. Patlama esnasında dairede bir çok kişinin olduğu ancak yaralanan olmadığı belirtildi.

Polisin patlamalarla ilgili soruşturma ve teknik incelemelere başladığı henüz herhangi bir şüphelinin yakalanmadığı öğrenildi.

”Putin, IŞİD’den daha büyük bir tehdit”

ABD’li milyarder George Soros, “Rus lider Putin’in, AB için IŞİD’den daha büyük bir tehdit oluşturduğu” yorumunda bulundu.

Yazı, Batılı liderlerin Putin’e yaklaşımını eleştirerek başlıyor:

“ABD ve AB liderleri, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya’sının IŞİD’e karşı savaşta potansiyel bir müttefik olduğunu düşünerek acı bir hata yapıyor.”

ABD’li milyarder, “Putin’in hedefinin AB’nin dağılmasını teşvik etmek olduğunu ve bunun en iyi yolunun da Avrupa’ya akan Suriyeli mülteci seli olduğunu” belirtiyor.

Soros, Rusya’nın Suriye’de bunu baştan böyle hesaplayarak müdahaleye girişmediğini ancak daha sonra bunu kullandığını yazıyor:

ERDOĞAN’LA ÇATIŞMAYA GİREREK HATA YAPTI

“Putin yetenekli bir taktisyendir ancak stratejik düşünen biri değildir. Onun, Suriye’ye, Avrupa mülteci krizini ağırlaştırmak için müdahale ettiğine inanmak için bir neden yok. Doğrusu, müdahalesi stratejik bir hatadır. Zira bu müdahale onu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir çatışmaya soktu. Bu, iki tarafın da çıkarlarına zarar verdi.

“Ancak Putin, AB’nin dağılmasını hızlandırma şansını gördüğünde ise bunu havada kaptı. Ortak bir düşmana, IŞİD’e karşı işbirliğinden konuşarak eylemlerini gizledi. Ukraya’da Minsk anlaşmasını imzalamış hükümlülüklerini yerine getirmeyi ise ihmal etmişti. Burada da aynı yaklaşımı izledi.

“ABD ve AB liderlerinin Putin’i davranışlarıyla yargılamaktansa onun sözüne inanmalarını anlamak zor.

“Gerçek şu ki, Putin’in Rusya’sı ve AB, zamana karşı bir yarışa girişmiş durumda. Sorun hangisinin önce çökeceği meselesi.”

“Rusya ekonomisinin kötü bir durumda olduğunu, ülkenin 2017’de bir iflas yaşayabileceğini, Rusya’nın bütçe açığının gayrı safi milli hasılanın yüzde 7’si olduğunu belirten” Soros şöyle devam ediyor:

“Putin’in rejiminin çöküşün önüne geçmesinin en etkili yolu, daha önce AB’nin çökmesine neden olmaktır. Alt üst olan bir AB, Ukrayna’daki ilhakı takiben Rusya’ya karşı devreye soktuğu yaptırımları sürdüremeyecektir.”

Soros, “AB’nin şu anda aynı anda beş, altı krizle boğuştuğunu, Merkel’in doğru bir şekilde ifade ettiği üzere mülteci krizinin AB’yi yıkma potansiyeli olduğunu” yazıyor.

“IŞİD iki taraf için de bir tehdit arz ediyor ancak olduğundan fazla da abartılmamalı. Cihatçı teröristler tarafından tırmandırılan saldırılar, her ne kadar korkutucu olsa da, Rusya’dan gelen tehditle mukayese edilemez” diye yazıyor ABD’li milyarder.

Soros son olarak, IŞİD’in Avrupa’daki İslamafobi sayesinde genç Müslümanları ‘terörizme’ bir alternatif olmadığı konusunda ikna etmeyi umduğunu belirtiyor ve “düşmanlarınızın sizden davranmasını beklediği şekilde davranmayın” diye yazıyor.