Kategori: Yaşam

Dünya üzerinde en çok antibiyotik kullanan ülkenin Türkiye olduğu biliniyor. Türkiye içerisinde ise en çok antibiyotik kullanımının Şanlıurfa ilinde olduğu belirtiliyor. Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz Kurumu Akılcı İlaç Kullanımı ile İlaç Tedarik Yönetimi Daire Başkanı olan Melis Aksoy, bu konu ile ilgili bazı açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalara ulaşmak ya da bu konu ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsanız, sizler için yayımladığımız bu Ülkemizde Antibiyotik Kullanımında İlk Sırayı Şanlıurfa Alıyor adlı yazımıza bir göz atabilirsiniz.

Ülkemizde en çok antibiyotik kullanımının Şanlıurfa ilinde olduğunu dile getiren Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz Kurumu Akılcı İlaç Kullanımı ile İlaç Tedarik Yönetimi Daire Başkanı olan Melis Aksoy, antibiyotik kullanımlarının en aza indirilmesi için Sağlık Bakanlığı olarak bir takım çalışmalar yapıyor olduklarını belirti. Örneğin bu konu ile ilgili Gaziantep ilinde bazı çalışmalar gerçekleştirildiği ve bu çalışmalar sonucunda Gaziantep’te antibiyotik kullanımının azaldığı belirtiliyor.

Ülkemizde çok fazla gereksiz yere antibiyotik kullanılmaktadır. Gereksiz yere antibiyotik kullanmak insan sağlığına ve ülke ekonomisine zarar vermektedir. İnsanlar doktor kontrolü dışında çok fazla antibiyotik kullandıkları zaman hastalıklara olan direncinde bir azalış meydana gelmektedir. Bu yüzden çok fazla antibiyotik kullanan kişiler sık sık rahatsızlanmakta ve rahatsızlandıkları zaman ise yine ilaç kullanmaktadır. Bu durum da insan bünyesine gittikçe daha çok zarar vermektedir. Her insan gereksiz antibiyotik kullanmaması gerektiğinin bilincinde olmalıdır.

Rusya ile yaşanan uçak krizi, ülke çapında defalarca yaşanan ve özellikle bölücü terör örgütünün turizm sektörünü sekteye uğratmak amacıyla yaptığı çalışmalar sonucunda bu sene Türkiye turizmcileri büyük sıkıntılarla boğuşacak gibi görünüyor. Yetkililer tarafından yapılan açıklamalara göre Türkiye’nin bu yıl yaklaşık olarak 7 milyon turistini kaybedeceği açıklandı. Sektörün ileri gelenleri konuyla ilgili düzenlemelerini sürdürürken geçtiğimiz aylarda mecliste de turizmciye kredi gibi destekleri öngören 9 maddelik eylem planını açıklamıştı. Yaz aylarının da yaklaşması ile birlikte turizmdeki bilanço daha net bir şekilde görülebilecek.

Türkiye Nisan ayının gelmesi ile birlikte yüksek hava sıcaklıkları ile tanıştı. Özellikle güney bölgelerde tatil sezonu yavaş yavaş açılmış gibi dururken bölgede faaliyet gösteren birçok otel de kampanyaları ard arda insanlara duyuruyor.

Turizm cenneti olan Marmaris’te de baharın gelmesi ile birlikte hava sıcaklıkları 28 dereceye kadar ulaşınca halk plajlara gelmeye başladı. Marmaris’te deniz suyu sıcaklığı ise 17 derece olarak ölçüldü. Bununla birlikte plajlar hareketlenmeye başladı. Marmaris’te oteller bölgesi olarak bilinen Uzunyalı Mevki plajı, bu sene tatil için yine Türkiye’yi tercih eden turistlerin tercih ettiği bölge oldu.

Turistler sıcak havayı fırsat bilerek sahillere akın etti ve denize girdiler. Bazıları ise yalnızca sahilde kalarak güneşlenmeyi tercih etti. Bölgede sezon henüz yeni açılmışken renkli görüntüler ortaya çıkarken meteorolojiden alınan bilgilere göre hafta boyunca hava sıcaklıkları 23-28 dereceler arasında seyredecek. Deniz sıcaklığı ise en yüksek 18 derece olacak.

Çanakkale iline bağlı olan ve Ege Denizi’nde bulunan turizm cenneti Bozcaada, akaryakıtsız kaldı. Bölgede bulunan ve faaliyet gösteren tek akaryakıt istasyonu, adaya geçişleri sağlayan Gestaş şirketi akaryakıt tankerlerinin geçişine yüzde yüz zam yaptı. Bunun üzerine adada bulunan tek akaryakıt istasyonu yetkilileri, zaten yüksek bir karlarının olmadığını ve ada halkına hizmet sunabilmek için bölgede bulunduklarını söyleyerek bu zam yüzünden istasyonu kapatma kararı aldıklarını bildirdiler.

Bölgedeki deniz ulaşımından sorumlu Gestaş Gökçeada, Bozcaada ile Güney Marmara Adalar hattındaki deniz ulaşımı hizmetini sağlıyor. Geyikli İskelesi’nden Bozcaada yönüne alınan ücretlerde akaryakıt tankeri ücretinin 950 liradan 1900 liraya çıkartılarak yüzde yüz zam yapılması Bozcaada’da tek bulunan akaryakıt istasyonunu iflasın eşiğine getirdi. İstasyon yetkilileri kış aylarında dört personel çalıştırdıklarını ve kış aylarında istasyonun sürekli zarar ettiğini, Gestaş’ın yaptığı yüzde yüzlük zamla da istasyonun maliyetlerini karşılama noktasında güçlük çektiklerini ifade ederek istasyonu kapatma kararı aldıklarını bildirdiler. Adaya bir süredir tanker geçişi yapılamadığı için istasyonda mevcut bulunan akaryakıt da tükendi.

Akaryakıt istasyonunda işletme müdürü olarak görev yapan Figen Koçman, yaptığı açıklamada Gestaş firmasının yaptığı zamma gerekçe olarak herhangi bir açıklama yapmadığını, sadece bugüne dek ücretlendirmenin yanlış yapıldığı konusunda bilgi verildiğini ifade etti.

Türkiye, Orta Doğu ülkeleri ile Avrupa arasında bir köprü olma rolü oynuyor. AB üyelik süreci içerisinde ülkeler arası kültürlerin tanınması, etkileşim sağlanması gibi açılardan Erasmus gibi eğitim programları uygulanarak öğrencilerin ülkeler arasında yer değiştirmesi, birbirlerinin kültürlerini tanıması hedefleniyor. Bu konuda bir çalışma da Türkiye tarafından yapıldı. Tebessüm Derneği tarafından düzenlenen Avrupa Birliği Gençlik Değişimleri Projesi kapsamında hazırlanan ‘Orada bir köy var uzakta’ projesi ile birlikte Avrupalı öğrenciler Kahramanmaraş’ın köylerine gelecek, buradaki kültürü tanıyacak.

Avrupalı öğrenciler, Tebessüm Derneğinin hazırladığı proje ile birlikte Kahramanmaraş’a gelerek buradaki köy kültürünü tanıma fırsatı bulacak. Derneğe başkanlık eden Cevdet Alperen, Katiphan’da bir basın toplantısı düzenleyerek konu hakkında bilgi verdi. Alperen, AB Gençlik Değişimleri Projesi kapsamında ilk olarak Bulgaristan ve Litvanya’dan gelecek olan öğrencilere 2 hafta süreyle Türk kültürünün öğretileceğini söyledi. Ziyarete gelen öğrenciler aldıkları Türk kültürü eğitimi kapsamında Kahramanmaraş’ın köylerini ziyaret edecekler.

Cevdet Alperen, bu proje sayesinde Avrupalı öğrencilerin köy kültürünü tanıyacağını söyleyerek Türkiye’den de öğrencilerin Avrupa kültürlerini tanımak üzere gönderileceğini söyledi ve proje sayesinde Avrupa insanının türk misafirperverliğini ve kültürünü anlayacaklarını ifade etti. Proje ile Türkler üzerindeki yanlış algıların da kırılmasını hedeflediğini dile getiren Alperen, büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu toprakların Avrupalılar tarafından da iyi tanınması gerektiğini söyledi.

Türkiye ile AB devletlerinin yakınlaşması noktasında önemli rol oynayacak bu projenin Türkiye’ye karşı ön yargıları da kıracağı tahmin ediliyor.

Sarılmak, birçok insanın bilmediği bir sihir gibi. Sarılmak, insanlar arasındaki etkileşimi arttırıyor, duygu paylaşımını çoğaltıyor ve empati duygusunun gelişmesini sağlayarak insanlar arasında güven duygusunun artmasına ve bunun sonucunda daha kaliteli ve mutlu ilişkilerin kurulmasına sebep oluyor. Özellikle ruhen yetişme çağında olan çocuklarınıza bolca sarılmanız, onların ileride sizlere ve kendilerine daha çok güvenen bireyler haline gelmesini sağlayabilir.

Çocuklara sarılmak, onların beyninde bir mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin hormonunun salgılanmasına neden olur. Fiziksel temas halinde bu hormonun beyinden salınımı arttırılır. Bu hormon, özellikle anne-çocuk ilişkisi için çok önemlidir çünkü ikisi arasındaki empatiyi çoğaltarak aralarındaki sevgi bağının çoğalmasını sağlıyor. Yani varlığınızı çocuğunuza daha iyi hissettirebilmeniz için, ona sarılın!

Üzgün olduğunu gördüğünüz çocuğunuza hemen sarılmanız, ona güven duygusu verecektir. Sevgi ile yaklaşarak ona fiziksel bir biçimde temas etmeniz, çocuğunuzun psikolojisinde olumlu etki yaratır. Erken yaşlarda sarılma ve sevgi duygusundan yoksun olarak büyüyen çocuklar, ileride kendilerine ve etrafındakilere güven problemi yaşayabilirler.

Sarılırken yaşanan fiziksel temas, deri altındaki ”Vagus” ismi verilen sinir hücrelerini uyarır ve bu sinir hücreleri de beyne, sakinleşip kan basıncını düşürmesini ve kalp atışlarını yavaşlatmasını söyleyen sinyaller gönderir. Buna göre diyebiliriz ki sarılmak, günlük hayatımızda peşimizi bırakmayan stresin de en büyük düşmanı.

Bu durum, tabii ki sadece çocuklar için geçerli değildir. Yukarıda yazdığımız durumların hepsi yetişkinler için de geçerlidir. Bizler de sevdiklerimize sarılarak daha güvenli, mutlu, huzurlu bir hayat yaşayabiliriz!

İnternet üzerinden vermiş olduğu sahte ilanlar üzerinden insanları dolandıran kişi adına açılmış olan davada 32 yıl 8 ay hapis ile 22 bin 800 lira adli para cezası verilmiş bulunmaktadır. İnternet üzerinden yapılan bu dolandırıcılık hakkında daha fazla detaya ulaşmak için, sizlere bilgilendirme amacı ile hazırlamış olduğumuz bu haberi okumanızı öneriyoruz.

Son zamanlarda internet ve sosyal medya üzerinden yapılan dolandırıcılıkların çeşidi ve sayısı her geçen gün artıyor. Bu konuda çeşitli ilanlar vererek insanları dolandırdığı iddaa edilen kişi için mali boyutu 4 bin 595 lira olan, toplam 7 birbirinden ayrı dolandırıcılık olayını kapsayan bu davada, 32 yıl 8 ay hapis ile 22 bin 800 lira adli para cezası hükmüne varılmış bulunmaktadır. Bu dolandırıcılık işi ile ilgili yürütülen dava ülkemizin Erzurum ilinde gerçekleştirilmektedir.

Ülkemizde birçok kişi her gün internet ve bazı uygulamalar üzerinden birçok alışveriş gerçekleştirmektedir. Bu gerçekleştirilen alışverişlerde kişiler, satın almak istedikleri ürünün ücretini peşin ya da bir kısmını ödemiş bulunmaktadırlar. Bu şekilde olduğu halde satın aldıklarını zannettikleri ürünlerin teslim olmaması ve herhangi bir iletişimin kurulmaması halinde kişiler paniğe kapılmış bulundular. Bunun üzerine bu kişiler cumhuriyet başsavcılığına başvuruda bulunarak, bu internet üzerinden ürün satmaya vaat eden dolandırıcıyı şikayet etmiş bulunmaktadırlar.

Türkiye’nin farklı illerinden gelen 7 şikayet başvurusunun savcılık tarafından soruşturmaya alınması ile Murat Aydın adlı kişinin farklı isimler ve iletişim bilgileri kullanarak insanları dolandırdığı ortaya çıktı.

 

Teröristlerin Suriye sınırından Türkiye topraklarına yasal olmayan yollarla girme çabaları sürüyor. Sınır geçişi sırasında terörist bağlantısı olduğu şüphesiyle durdurulan kişilerin, jandarma kuvvetleri tarafından ifadeleri alındı ve sorgulamaları yapıldı. Yapılan sorgulama sonucunda Türkiye’ye girmek isteyen kişilerin gösterdiği yerlerde kazı yapan ekipler, Arjantinli golcü yıldız Lionel Messi’nin fotoğraflarının yer aldığı poşetler içerisinde tam 36 kilo patlayıcı madde ve 730 uzun namlulu silah mermisi ele geçirdi. Şüpheliler jandarma ekipleri tarafından tutuklandı.

Türk kuvvetleri, Suriye sınırındaki riskleri minimize etmek amacıyla hassas bir çalışma yürütüyor. Dün akşam saatlerinde PYD denetiminde bulunan Rasulayn bölesinden kaçak olarak Türkiye’ye giren bir grup tespit edildi. Bu grup, sınır hattında kendilerini bekleyen bir araçla ilçe merkezine gitmeyi hedefliyordu, ancak jandarma ekipleri durumu fark edip şüpheli aracı durdurdular ve arama yaptılar. Bu denetim sonucunda şüphelilerden birkaçının gözaltına alınması ile durum ortaya çıktı.

Araçta bulunan ve Suriye uyruklu oldukları belirlenen şahıslar, jandarma ekiplerince sorgulanmak üzere gözaltına alındı. Şüphelilerin PYD ile bağlantılarının bulunduğundan şüpheleniliyordu. Yapılan sorgulama sonucunda şüpheliler, Türkiye’ye giriş yapmadan önce üç ayrı bölgede toprağın altına patlayıcı ve mermi gömdüklerini, sonrasında ise Türkiye’ye giriş yaptıkları itiraf ettiler. Jandarma ekipleri, söz konusu bölgelere giderek kazı çalışması yaptı.

Ekipler, kazı yapılan yerlerde Arjantinli yıldız golcü Messi’nin fotoğraflarının bulunduğu poşetlerin içerisinde 36 kilo patlayıcı madde ve 730 uzun namlulu silah mermisi ele geçirildi. Şüpheliler ise jandarma ekipleri tarafından tutuklanarak adliyeye sevk edildi.

Terör olaylarının gerçekleşmesi sonucunda olan biten durumlar hakkında bilgi sahibi olmak isteyen ve ülkenin bulunduğu bu durumu merak eden çocuklara karşı dürüst olunması gerektiği uzmanlar tarafından ailelere yapılan uyarılar arasında bulunuyor. Bu durumdan yetişkin insanların bile çok fazla etkilendiği gözlenirken çocukların durumunun ne olacağı gerçekten bir merak konusu olmaktadır. Bu konu hakkında çocuklara nasıl davranılması gerektiği ile ilgili bilgilere ulaşmak için sizin için paylaşmış olduğumuz bu Terör Olaylarından Çocuklar Nasıl Etkileniyor adlı haberimizi inceleyebilirsiniz.

Terör olayları sonucunda insanlar birçok acı fotoğraflar ya da görüntüler ile karşı karşıya kalıyor. Bu görüntülere yetişkinlerin bile bakmaya yüreği dayanmazken çocukların bu görüntüler ile karşılaşması sonucunda onlara ne söyleneceği konusunda tedirginlikler yaşanıyor. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. Ayşegül Yolga Tahiroğlu bu konuya ilişkin çocukların ailelerine bazı önemli tavsiyelerde bulunuyor.

 

Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. Ayşegül Yolga Tahiroğlu bu durumun çocuklar üzerinde çok büyük etki yarattığını ve ailelerinin de onlara ne anlatması gerektiği konusunda sıkıntılar yaşadığına değinirken, çocuklara karşı dürüst ve karmaşık olmayan bir anlatım biçiminin uygulanması gerektiğini belirtti. Ülkede kötü bir şeyler yaşandığının bilincinde olmaları gerektiğini söyleyen Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. Ayşegül Yolga Tahiroğlu, ayrıntılardan haberleri olmasına gerek olmadığını söyledi.

Her gün birçok insan günde çok fazla çay ya da birçok kafeinli içecek tüketiyor. Hatta su yerine bu içecekleri tercih ederek, su ihtiyacının karşılanmış olduğunu düşünüyor. Peki bu düşünce doğru mu? Çay, kafeinli içecekler ya da diğer içecekler insan vücudunun alınması gereken su ihtiyacını karşılar mı? Bu ve bunun gibi bir takım sorulara ait olan yanıtları öğrenebilmek ya da bu konu ile ilgili çok daha fazla paylaşıma ya da tavsiyeye erişmek istiyorsanız, haberin detaylarına bakalım.

Edirne Keşan Devlet Hastanesi bünyesinde diyetisyen olan Elem Kaya, insanlara bu konuda bir takım tavsiyeler ile uyarılarda bulundu. Diyetisyen Elem Kaya, beynin yüzde 85 inin, kanın yüzde 83 ünün, kasların ise yüzde 75 inin su olduğunu söylerken, suyun bir insan hayatı için ne denli önemli olduğuna değindi.

Suyun bir insan vücudu için olmazsa olmaz bir anlam ifade ettiğini ve insan vücuduna sağlamış olduğu bir çok fayda olduğunu her insan bilir. Birçok hastalığın önüne geçerek, insanların daha sağlıklı bir birey olarak yaşamına devam etmesine olanak sağlar. Su içmenin bu kadar faydası bulunurken, su içmemenin de bir o kadar çok zararı bulunmaktadır.

Çay, kafeinli ve diğer içecekler insanların vücutlarına alması gereken su miktarını karşılamaz. Herkes günde içmesi gereken kadar su içmeye özen göstermelidir.