Kılıçdaroğlu: ”Adam Öldürerek Sorun Çözülmez”

Güneydoğu illerimizde bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik operasyonlar sürerken Türkiye halkı ve Türkiye ekonomisi söz konusu terör problemlerinden önemli yaralar almış durumda. Güneydoğu illerimizde terör operasyonlarının sürdüğü bölgelerdeki evlerin kullanılamaz hale gelmesi, bu bölgelerde yaşayan halkların sorunları, her gün aldığımız şehit haberleri, büyük şehirlerde yaşanan canlı bomba saldırıları gibi olaylar ile Türkiye’nin gerçekten çok kritik bir dönemeçten geçtiğini söyleyebilmek mümkündür. Peki devlet içerisinde bulunan halkların silah ile devletten hak talep ettiği, askerin ve polisin her gün şehit edildiği bu durumdan kurtulabilmenin bir yolu var mıdır?

Konuyla ilgili olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adapazarı’nda katıldığı ‘Birlik ve Dayanışma’ toplantısında gazetecilerin sorduğu soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun bir siyasi sorun olduğunu hatırlatarak ”adam öldürmekle bir sorun çözülmez” ifadelerini kullandı.

Katıldığı ‘Birlik ve Dayanışma’ toplantısında gazeteciler, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ”Kürt meselesi nasıl çözülür?” sorusu yöneltildi. Kılıçdaroğlu, soruya verdiği yanıtta bazı açıklamalarda bulundu.

CHP lideri sorunun çözümünün öncelikle 4 siyasi partinin bir araya gelerek masaya oturmasından geçtiğini söyledi. Konuyla ilgili TBMM Başkanı’na mektup verdiğini, TBMM Başkanı’nın evet dediğini ancak yukarı mercilerden izin alamadığı için siyasi parti liderlerinin davet edilmediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, açıklamasında bu sorunun siyasi bir sorun olduğunu, adam öldürmekle sorunun çözülmeyeceğini söyleyerek ”siyasi sorun siyasetle çözülür” sözlerini kullandı. Konunun çözümünün ruhunda Kuvayi Milliye kanı olan CHP’de olduğunu sözlerine ekledi.

Kral Selman’ın Gündemi İslam Ordusu

Geçtiğimiz aylarda Müslüman ülkeler arasında terör örgütü DAİŞ ile mücadelede işbirliği amacıyla bir İslam Ordusu kurulması gündeme gelmişti. 11 Nisan gününde Türkiye ziyaretinde bulunacak olan Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el-Suud, ziyareti sırasında İslam Ordusu konusunu da gündeminde bulunduracak.

13. İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesi 14 Nisan tarihinde İstanbul’da başlayacak. Zirvenin başlamasından 3 gün önce 11 Nisan tarihinde Kral Selman bin Abdülaziz el-Suud Ankara’ya gelerek Türkiye ile görüşmelerde bulunacak. Kral Selman’ın öncelikli olarak yetkililer ile İslam ordusu konusunu görüşeceği düşünülüyor. İslam ordusunun yanı sıra Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan’da bulunan terörist örgüt faaliyetleri ile mücadele konuları da görüşülecek. Kral Selman, Mısır’a yaptığı ziyaretin ardından Türkiye’ye gelecek. Türkiye’de görüşülecek olan bir diğer önemli konu başlığı ise Orta Doğu bölgesindeki enerji koridorunun güvenliği.

Suudi Arabistan ve Türkiye liderliğinde kurulan İslam ordusu, ileriki dönemlerde Orta Doğuda dengeleri değiştirebilecek nitelikte olabilir. Uzmanlar, İslam ordusunun bölgede önemli etkiye sahip bir askeri güç halini alabileceğini düşünüyor. İslam ordusu, geçtiğimiz aylarda 20 ülkeden 200 bin askerin katılımıyla tatbikat yapmıştı. Suudi Arabistan Kralı Salman, kurulan İslam ordusunun daha da fazla güce sahip olabilmesi amacıyla Türkiye ve Mısır gibi bölgede etkin olan ülkelerin arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi için de gerekenleri yapıyor.

İslam ordusunun Hizbullah, DAEŞ gibi terör örgütleriyle mücadele etmesi ve bölgeyi bu örgütlerden temizlemesi hedefleniyor. Bunun yanı sıra Rusya ve İran’ın desteğini alan Esad ordusunun etkinliklerine gerektiği yerde karşı koyması da söz konusu olabilir.

 

 

Teröristler Vatandaşlıktan Çıkarılabilir

Ülke çapında yürütülen terörist faaliyetler Türkiye’ye her anlamda zarar vermeye devam ediyor. Güneydoğu bölgesinde teröristlere yönelik operasyonlar aylardır sürerken bir yandan da temizlenen bölgelerde yaşamı normale döndürme çalışmaları devam ediyor. Terörist faaliyetlerin sürdüğü bölgelerde yaşanan yıkım bölge halkının hayatını olumsuz şekilde etkiledi. Terörün temizlenme çalışmaları sürerken geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir açıklamada bulunmuştu. Erdoğan, terörist aktivitelerde yer alan kişilerin vatandaşlıktan çıkarılarak sınır dışı edilebileceğini söylemişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri ile ilgili olarak Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş bazı açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, yaptığı açıklamada böyle bir durumun henüz gündemde olmadığını ancak gereklilik görülmesi durumunda Adalet Bakanlığı’nın gerekli çalışmaları özveri ile yürüteceğini ifade etti.

Kurtulmuş, Erdoğan’ın sözleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. AA Editör Masası’na konuk olarak katılan Kurtulmuş Erdoğan’ın bahsettiği vatandaşlıktan çıkarılma konusu ile ilgili yöneltilen bir soruya ”Adalet Bakanlığımızın bu konuda henüz bir çalışması yok. Böyle bir gerekliliğin olması durumunda çalışmalar Adalet Bakanlığı tarafından yürütülür ve Bakanlar Kurulu’nun gündemine getirilir.” ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, yaptığı açıklamalarda terörist örgütün daha önce tarihte görülmemiş olduğu kadar dışarıdan silah, mühimmat ve maddi destek aldığını belirterek Türkiye’nin bu dönemde çok önemli bir sınavdan geçtiğini ifade ederek Türkiye’nin yanı başında yaşanan iç savaşın Türkiye’ye de çok büyük olumsuz etkilerinin olduğunu vurguladı. Kurtulmuş, terör meselesinin Türkiye’nin atağa kalkması konusunda büyük problem teşkil ettiğini ve elbirliği ile bu sorunun da üstesinden gelinebileceğini, ancak sonuca ulaşmak konusunda kesin bir tarih vermenin mümkün olmadığını sözlerine ekledi.

CHP’ye 2 milyonluk bayrak şoku

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 2014 yerel seçimlerinde bir tekstil firmasına yaptırdığı 3 milyon 210 bin parti bayrağı ve flamanın ücretini ödemediği iddia edildi. Aradan iki yıl geçmesine rağmen 2 milyon 202 bin TL alacağını tahsil edemeyen iş adamı, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na ihtarname çekti ancak il başkanlığı Siparişi ben vermedim, borç genel merkezindir dedi.

CHP Genel Merkezi’nden de beklediği yanıtı almayan iş adamı, hakkını yasal yollarla aramaya hazırlanıyor.
İddiaya göre Bursa’da bayrak kumaşı ve imalatı konusunda faaliyet gösteren Kristal Etiket Tekstil şirketi, 2014 Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nde CHP için çeşitli boy ve ebatlarda 3 milyon 210 bin parti bayrağı ve flaması yaptı. Tekstil şirketi, 2011 yılından itibaren CHP’ye ürettiği parti bayrağı ve flamaları teslim ediyordu. Yine 2014 Mahalli İdareler Genel Seçimleri öncesinde CHP Genel Başkanlığı’nın bilgisi dahilinde tekstil firmasına parti bayrağı siparişi yapıldı. Hazırlanan yaklaşık 3 milyon 210 bin çeşitli boy ve ebatlardaki ürün, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na 27 Ocak, 12 Şubat ve 17 Mart 2014 tarihlerinde teslim edildi.

“SADECE 100 BİN LİRA ÖDEDİLER”
 Tekstil firması, toplam 2 milyon 302 bin 131 lira tutan alacağı için kestiği faturaları CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı HASAN Karaoğlu ile Metin Bulut’a verdi. CHP’nin o dönemki İstanbul İl Başkanı ve şu anki milletvekili Oğuz Kaan Salıcı ve Mehmet Diribaş tarafından tekstil firmasına 100 bin lira ödeme yapıldı. Ancak iddiaya göre, tekstil firmasının bakiye 2 milyon 202 bin 131 lira tutarında alacağı, aradan geçen iki yıla rağmen ödenmedi.

ÖDENEK YETERSİZLİĞİ NEDENİYLE PARASINI ALAMADI
 Kristal Etiket Tekstil şirketi, alacağı için önce CHP İstanbul İl Başkanlığı, ardından CHP Genel Merkezi ile bazı görüşmeler yaptı. İddiaya göre, tekstil firmasına “ödenek yetersizliği” nedeniyle ödeme yapılamadığı bilgisi verildi. Bir süre daha alacağı için bekleyen tekstil firması, CHP’nin borcunu ödememesi üzerine bu defa noterden 4 Şubat 2016 tarihinde ihtarname çekti.

SALICI: “BAYRAKLARI GENEL MERKEZ SİPARİŞ ETTİ BİZ TESLİM ALDIK”
İhtarnameye 16 Şubat 2016 tarihinde cevap veren CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, “İhtara konu borcun kaynağı olan ve yerel seçimlerde kullanılan parti bayraklarının imalatı için muhatap Kristal Etiket Tekstil şirketine tarafımdan (CHP İl Başkanı olarak) herhangi bir sipariş verilmemiştir. Bu konu tekstil firması tarafından bilinmekte ve ihtarda da kabul edilmektedir. Borcun kaynağı bayraklar, Genel Merkez tarafından sipariş edilmiş, sadece İl Başkanlığımıza teslim yapılmıştır. Seçim döneminde bu tür bayrak gibi seçim malzemeleri Genel Merkez tarafından sipariş edilip İl Başkanlığımıza teslimi yapılmaktaydı. Bu durum partinin rutin işleyişidir. Bu nedenle borcu kabul etmiyorum. Muhatap şahsım değil siparişi veren Genel Merkezdir” diyerek borcu kabul etmedi.

“KILIÇDAROĞLU’NUN BİLGİSİ VE ONAYI YOK”
 CHP İstanbul İl Başkanlığı ve Oğuz Kaan Salıcı’nın borcu kabul etmemesi üzerine tekstil şirketi bu defa, CHP Genel Merkezi ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na bir ihtarname gönderdi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun avukatı Mustafa Kemal çiçek de 15 Şubat 2016 tarihinde tekstil şirketine cevap ihtarnamesi gönderdi. Cevap ihtarnamesinde parti bayrağı ve alacağı için CHP Genel Başkanının ihtarnameye konu edilmesini anlamlandırmanın kabul edilemez olduğunu belirten avukat Çiçek, “Bu kapsamda müvekkilim Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Genel Başkanı olduğu partinin söz konusu iddialara ilişkin olarak hiçbir bilgisi, onayı, icazeti ve muvafakati bulunmamaktadır” dedi. 2 milyon 202 bin liralık alacağı için muhatap bulamayan tekstil şirketi, şimdi yasal yollara başvurmaya hazırlanıyor.

“BİZE NAZİKÇE KAPIYI GÖSTERDİLER”
Daha önce CHP’den yine iş aldıklarını belirten Kristal Etiket Tekstil Şirketi ortaklarından Mehmet Efe, “2011 yılında da CHP ile çalışmamız oldu. İstenilen siparişi teslim ettikten sonra ödememizi aldık. 2014 yerel seçimlerinde ise gelen talebi karşıladık. Toplamda 3 milyon 200 bin adet bayrağı 2 aylık süreç içerisinde sevk ettik. CHP İstanbul İl Başkanlığı’na 5 TIR ile bütün bayrakları teslim ettik. Ama ödemenin genel merkezden yapılacağı ifade edildi. Ankara ise bize, ‘bayrakları kime teslim ettiyseniz ödemenizi ondan talep edin’ diyerek nazikçe kapıyı gösterdi” diye konuştu.

“BAZI KİŞİLER BİZLERİ TEHDİT ETTİ”
Toplamda alacakları paradan şuana kadar sadece 100 bin liralık kısmını aldıklarını belirten Efe, “CHP İstanbul İl Başkanlığı bize, bu parayı ödeyeceklerini ama ödenek yetersizliğinden dolayı bunu gerçekleştiremediklerini açıkladı. Ama belli aralıklarla ödemeyi yapacaklarını da ifade ettiler. Bu süreç içerisinde biz de üzerimize düşen görevi yaptık. Ama 2 yıl geçmesine geri kalan 2 milyon 200 bin liralık bakiyeden hiç ödeme yapılamadı. Biz de avukatımız vasıtasıyla gereken yerlere ihtarname çektik. Bazı kişiler olumlu yaklaşırken, bazı kişiler ise bizlere tehdit etmeye kalktı. Bu ticari bir borçtur. Böyle tehdit telefonları almak bizleri derinden üzmüştür” dedi.

Erdoğan’dan Ermenistan Açıklaması

Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan – Ermenistan arasında yaşanan çatışmalarda iki taraftan da şehit asker haberleri geldi. Haberler özellikle Türk siyasi kulislerinde de tepki topladı. Bir çok siyasi yaşanan sorunun çözülmesi ve daha fazla kan dökülmemesi adına çalışmalar yapılmasının gerektiğini ifade etti. Konuyla ilgili tepkisini gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da bazı açıklamalarda bulundu. Erdoğan, sorunun çözümüyle ilgili Minsk üçlüsünü sorumluluğunu yerine getirmemekle suçladı.

Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan – Ermenistan arasında yaşanan askeri problemlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Dağlık Karabağ bölgesinin uzun yıllardır işgal altında olduğunu ve Minsk Üçlüsü’nün bu konuyu yıllardır hafife aldığını söyledi ve Minsk Üçlüsü bu konu hakkında adil, kararlı bir şekilde yürüyüp gerekli adımları atmış olsaydı bugün karşılaştığımız gibi bir durumla karşılaşılmamış olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington ziyareti esnasında Azeri televizyon kanalı ANS’ye konuştu. Yaptığı açıklamada İlham Aliyev ile görüşüp konu hakkında bilgi aldığını ve Azerbaycan tarafından 12 askerin şehit olduğunu, Ermenilerin kaybının ise 100 den fazla olduğu bilgisini aldığını söyledi. Erdoğan, yaptığı açıklamada ”Azeri kardeşlerimiz umarım orada minimum kaybı vererek bu işi başarırlar” ifadelerini kullandı ve Minsk Üçlüsü’nü bu konu hakkında yeterince duyarlı olmamakla suçladı. Erdoğan, ”Minsk Üçlüsü gerekli çalışmaları adil ve kararlı bir şekilde yapsaydı bu günleri görmemiş olurduk” ifadelerini kullanarak tepkisini belirtti.

Erdoğan Azerbaycan’a gerekli yardımların Türkiye tarafından yapılacağını söyleyerek ”Hak yerini bulacaktır” ifadelerini sözlerine ekledi.

Türkiye Ermenistan’ı Ateşkese Uymaya Çağırdı

Azerbaycan – Ermenistan arasında Dağlık Karabağ bölgesi sebebiyle yaşanan sorunlar geçtiğimiz günlerde yaşanan şiddetli çatışmayla hat safhalara ulaştı. Alınan bilgilere göre Azerbaycan tarafından 12 asker, Ermenistan tarafından ise 100’den fazla asker hayatını kaybetti. Konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İlham Aliyev ile görüşerek bilgi aldı. Erdoğan, Azerbaycan’a Türkiye tarafından gerekli desteğin verileceğini söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, yaptığı yazılı bir açıklama ile Ermenistan’ı ateşkese uyması konusunda uyardı. Yapılan açıklamada Ermenistan tarafından başlatılan topçu ateşlerinin Azerbaycan askerinin yanı sıra sivil halka da zarar verdiği söylenerek saldırıların Türkiye tarafından kınandığı ifade edildi.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada şehit olan Azerbaycan askerlerine Allah’tan rahmet, yaralı olanlara ise acil şifalar dilendi. Bununla birlikte yapılan açıklamada Ermenistan’ın uzun yıllardır Azerbaycan topraklarını işgal altında tuttuğu hatırlatılarak Ermenistan ateşkes şartlarına uymaya ve çatışmalara son vermeye davet edildi.

Açıklamada ayrıca bu sorunun iki taraf açısından da hassasiyet teşkil ettiğini ve Ermenistan’ın işgallerinden vazgeçerek söz konusu saldırgan tutumundan uzak durması gerektiği ifade edilerek aksi takdirde benzer kayıpların tekrar yaşanacağı hatırlatıldı. Bakanlık, Ermenistan’ın BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarını dikkate almasını ve söz konusu problemleri barışçıl yollarla çözme yoluna gitmesinin gerekli olduğunu ifade ederek Karabağ probleminin çözümü için oluşturulan Minsk Grubu’nun üye ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin söz konusu problemde Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü koruyacak çerçevelerde bir çözüm bulunması için destek vereceğini söyledi.

 

 

Tatlı Bağımlılığı Tehlike Arz Ediyor

Birçok insan tatlı besinleri çok seviyor. Hatta bazı insanlar tatlı yemeden kendini iyi hissetmiyor. Tatlı bağımlılığı da bu durumda devreye giriyor. Nasıl ki alkol ya da sigara bağımlılığı tehlike arz ediyor ise tatlı bağımlılığı da tehlike arz edebiliyor. İnsanların en önemli varlığının sağlık olduğu günümüzde, tatlı tüketimine dikkat etmek gerekiyor. Siz de bir tatlı bağımlısı iseniz bu konu hakkında daha çok bilgi sahibi olmak için sizin için yayımlamış olduğumuz bu haberi okumaya devam etmenizi öneririz.

Dr. Fevzi Özgönül, insanları tatlı bağımlılığı konusunda uyardı. Tatlı bağımlılığının kimi insanlarda en az alkol, sigara ya da madde bağımlılığı kadar tehlike yarattığını belirten Drç Fevzi Özgönül, en önemli sorunun da insanların tatlı bağımlısı olduğunu farketmemesi olduğuna değindi. Sigara, alkol ya da madde bağımlılığı ile savaş veren birçok dernek ya da kuruluş olduğunu söyleyen Drç Fevzi Özgönül, tatlı bağımlılığı ile ilgili herhangi bir çalışmanın var olmadığını ve sanki tatlı bağımlılığının sempatik bir durummuş gibi kabul edilmesinin çok yanlış olduğunu anlattı.

İnsanların vücuduna alması gereken şeker miktarı zaten almış olduğu besinler içerisinde bulunuyor. Düzgün beslenme ile insan alması gereken şeker miktarını vücuduna almış bulunuyor. Tatlı bağımlılığının gün içerisinde çok fazla bir etkisi görülmediğinden yanlış bir şey olduğu düşünülmemektedir. Fakat her insan tatlıyı çok seviyor ve çok fazla tüketiyor ise tatlı bağımlısı olup olmadığını fark etmesi gerekli ve buna göre bir önlem alması gereklidir.

MHP Genel Başkanı: Türk Milleti Bir ve Beraberdir

MHP Genel Başkanı Bahçeli: Türk düşmanlığı işleyen yabancı mihraklar amaçlarına ulaşamayacaklardır. Türk milleti bir ve beraberdir.

MHP Genel Başkanı Bahçeli: “Türk milleti terörizmi maşa olarak kullanan, Türkiye üzerinde hesap yapan kötü niyet ve karanlık hedef sahibi sahibi ülkeleri görmekte ve bilmektedir. Fakat hiçbir güç aziz milletimize boyun eğdiremeyecek, pes ettiğine şahit olamayacaktır. Bedeli ne olursa olsun, etki ve nüfuz ajanları; kin ve nefret gergefinde Türk düşmanlığı işleyen yabancı mihraklar amaçlarına ulaşamayacaklardır. Türk milleti bir ve beraberdir.”

MHP Genel Başkanı Bahçeli: ” Milliyetçi Hareket Partisi terörle mücadelede devletinin ve güvenlik güçlerinin hem yanında, hem destekçisi, hem de duacısıdır.

Bayatlamış oyunlarla, küflenmiş projelerle Türkiye’nin bölüneceğini, içine kapanıp kardeş kavgasına düşeceğini düşünen sefiller, sefirler ve şekavet yuvaları hüsran duvarına başlarını çok yakında çarpacaklardır.”

Sinan Oğan: Devlete Destek Vermek İçin Hazırız

Sinan Oğan: “AKP’ye değil, devletin terörle mücadele stratejisine, terörle mücadelesine her türlü desteği vermeye hazırız”

Eski MHP Milletvekili Sinan Oğan, “AKP’ye değil, devletin terörle mücadele stratejisine, terörle mücadelesine her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.

Oğan, bir otelde düzenlediği basın toplantısında, 8 Nisan tarihinde kongre için başvurdukları mahkemenin karar vereceğine dikkati çekti.

Türk adaletinin doğru karar vereceğini belirten Oğan, “Partimiz kurultaya doğru gidecektir. MHP’de çoktandır unuttuğumuz istişareyi dün burada geliştirdik. Partimizin tavanı ve vatandaşlarımızla istişarelerde bulunduk. Bundan sonraki yol haritasını belirledik.” ifadesini kullandı.

Oğan, Türkiye’de son dönemlerde terörün arttığına işaret ederek, “Çözüm süreci diye Türk milletine dayatılmaya çalıştıkları süreçte Türkiye maalesef ki adeta teröre teslim edilmiş ve terörün Türkiye’de yeniden yuvalanması, yapılanmasıyla Türkiye karşı karşıya bırakılmıştır. Terör örgütü çözüm süreci boyunca bütün faaliyetlerini, çalışmalarını durdurmuş. Valilerin kaymakamların, belediye başkanlarının bölgedeki güvenlik görevlilerinin gözü önünde yukarıdan gelen talimatlar doğrultusunda hiç kimse ses çıkarmamış.” diye konuştu.

Doğu ve Günedoğu Anadolu bölgesinin adeta köstebek yuvası haline çevrildiğini, bu yuvaların yapılan çalışmalarla patlatıldığını vurgulayan Oğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Oraya döşenen bombalar patlatılıyor. Canlarımız yitip gidiyor. Binaya tuzaklanan bomba patlatılıyor. Bina olduğu gibi polisimizin, askerimizin başına çökertiliyor. Madem o bölgede TOKİ kanalıyla yeniden bir şehirleşme olacak. Madem kentsel dönüşüm yapılacak. İçinde insan olmamak kaydıyla tuzaklı binalara askerimizi polisimiz sokup onların başına binaların göz göre göre yıkılmasına nasıl göz yumuyor bu hükümet. Eğer o binalarda sivil yok ise o binalarda şüpheli durum varsa o binalar için yapılması gerekenler bellidir. Bugün geldiğimiz noktada artık bu milli bir mesele olduğuna göre AKP de samimi ise eğer bizim bu önerilerimize kulan versin. Samimiyetini ortaya koysun. Biz her türlü desteği o anlamda vermeye hazırız. AKP’ye değil, devletin terörle mücadele stratejisine, terörle mücadelesine her türlü desteği vermeye hazırız.”

Bir gazetecinin “Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılanmasını ve Türkiye’deki basın özgürlüğünü nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna Oğan, şu yanıtı verdi:

“Can Dündar ve Erdem Gül meselesinde konu casusluğa bağlandı. O konuda basında daha önceden defaatlerce yayınlar yapıldı. Yeni bilgi servis edilmedi. Dolayısıyla herkesin bildiği, herkese malum olan konuları casusluk soruşturmasına bağlanmasını doğru bulmuyoruz. Basın bazı konularda sorumluluk içerisinde olmalıdır. Ancak basının üzerine de hışımla gitmenin intikam alma duygusu ile gitmenin de bir anlamı yok.”

Davutoğlu: Yangın yerinde Allah’ın izniyle gül yetiştireceğiz

Başbakan Davutoğlu, ‘Sur’u bu haliyle, teröristlerin yıktığı bu haliyle bırakmayacağız. En güzel şekilde inşa edeceğiz, yangın yerinde Allah’ın izniyle gül yetiştireceğiz.’ dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu Diyarbakır Sur’daki Hasan Paşa Hanı’nda konuştu.

Başbakan Davutoğlu yaptığı açıklamada, ‘Silopi’nin ihtiyacı Sur’dan farklı. Cizre’nin ihtiyacı Silopi’den farklı. Her birisi için ayrı ayrı çalışıyoruz. Amacımız çok açıktır. İnsanı, mekanı korumak, zamanın dokusuna uygun bir şekilde hayatı normalleştirmek. En iyi şartları vatandaşlarımıza sağlamak. İnsanı korumayan hiçbir plan, insana hitap etmeyen hiçbir proje hayatta karşılığını bulamaz. Tarihte de yer alamaz.’ ifadelerini kullandı.

‘Diyarbekirlilerin ve Sur’da yaşayan vatandaşlarımızın rızası hilafına tek bir adım atılmayacaktır’ diyen Başbakan Davutoğlu şunları söyledi:

‘Her şeyi sizlerle konuşarak, sizlerle birlikte yapacağız. İstişare ederek, konuşarak yapacağız ama Sur’u da bu haliyle, teröristlerin yıktığı bu haliyle bırakmayacağız. En güzel şekilde inşa edeceğiz, yangın yerinde Allah’ın izniyle gül yetiştireceğiz. Hiç kimse tereddüt etmesin, burada mülkü olanlar ellerindeki imkanlarıyla neler yapabileceklerse mimari planlama içinde yapma hakkına sahip olacaklar. Kirada olanlar kira öder gibi, mülk sahibi olacak gibi düzenleme yapıyoruz. Kötü kentleşme esnasında gelip buralarda çok kötü şartlarda evlerde yaşayan vatandaşlarımız kesinlikle mağdur edilmeyecek. Gecekondu, işgalci gibi konumda olanlar dahi her biri en iyi şartlarda, çağdaş ev imkanlarına sahip olacaklar.’

Diyarbakır’ın Sur ilçesinin yeniden yapılanması ve inşası konusunda da bilgi veren Başbakan Davutoğlu, ‘Sur’un mekanının korunması iki ana temele dayanacak. Birisi UNESCO kültürel mirası ilan edildiği için Dışişleri Bakanlığım döneminde bizzat takip ettiğim bir konudur, Sur ve Hevsel Bahçelerinin UNESCO kültür mirası olması. Oldu, kabul ettirdik. Bu kültürel miras çerçevesi dışında Sur ve Hevsel Bahçeleri ile ilgili tek bir adım atılmayacak. Kültürel miras korunacak. 2012’de uzun çalışmalar sonrasında kabul edilen Koruma Amaçlı İmar Planı esas alınacak.’ şeklinde konuştu.

‘Diyarbakır surları korunacak’

Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

‘UNESCO Kültürel Mirası çerçevesinde Diyarbakır surları korunacak. Her bir burç, tarihi özelliğine göre kültürel bir alan haline dönüşecek. Hevsel Bahçelerini hem koruyacağız hem de tanınır, bilinir kılacağız. Hevsel Bahçelerini doğanın en güzel örneklerinden biri olarak insanlığın hizmetine, ziyaretine açık hale getireceğiz. Ulu Cami ve civarını, Hasan Paşa da dahil olmak üzere, binlerce Diyarbekirlinin buluştuğu meydanı da bir inanç turizmi alanı olarak herkesin ziyaretine açık halde muhafaza edeceğiz. Ulu Cami’yi gözümüzün nuru gibi koruyacağız. Bilinsin ki bundan sonra hiç kimse, hiçbir Diyarbekirlinin evine gelip de ‘kapını bundan sonra açık tutacaksın, ben istediğim zaman girebilirim’ diyemeyecek.’