Baskül Ne Kadar Doğru Tartıyor?

Pek çok kişinin üzerine çıkarken çekindiği tartılar ile dost olmak aslında hiç de zor değil.

Diyet süresince kaçamakların olduğu esnada ağırlık kaybı ile karşılaşıldığında, kişi moral kazanır. Buna rağmen kilo verebilmişim şeklinde düşünceye sevk eden sonuç kişiyi motive eder. Bazı durumlarda ise tam tersi ile karşılaşılabilir: Çok başarılı bir şekilde uygulanan beslenme ve egzersiz programının ardından kilo aldığını fark eden kişi demoralize olur. Halbuki hemen endişelenmemek gerekir. Vücut ağırlığını etkileyen pek çok parametre vardır. Öncelikle bunların gözden geçirilmesi gerekir.

İDEAL BİR TARTIM

Haftada 1 kere,

Aynı baskülde,

Aynı kıyafetlerle (hatta kıyafetsiz olarak),

Kahvaltı öncesi,

Dışkılama sonrası yapılabilir.

Tüm bu ilkelere rağmen kabızlık, ishal, kusma, bazı ilaçların kullanımı ve adet dönemi gibi özel durumlar vücut ağırlığını etkilemektedir. Her saat başı tartıya çıkılsa dahi, gün içerisinde aynı 2 rakamı görme şansı çok düşüktür. Mesela 2 bardak su içilmesi durumunda yaklaşık olarak yarım kilo ağırlık kazanılmaktadır. Öte yandan sauna veya ishal nedeni ile vücuttan bol miktarda sıvı kaybedilmektedir. Böylesi durumlar kişinin kilo aldığını veya verdiğini göstermez elbet. O nedenle belirtilen ilkelere bağlı kalınarak yapılacak tartımlar en doğru sonucu verecektir.

EVDEKİ BASKÜL YANLIŞ TARTIYOR DİYE ŞİKAYET EDERİZ AMA…

Baskül İnsanların büyük birçoğu evlerinde bulunan basküllerin yanlış sonuç verdiğinden şikayetçidir. Halbuki her ölçüm cihazı aynı sonucu verecektir diye bir kural yoktur. Ona bakılırsa ülkemizdeki hiçbir cetvelin boyu birbirini tutmamaktadır. Aynı şey tartılar için de geçerlidir. Varsayalım evdeki baskül yanlış sonuç veriyor. Hiç problem değil. Pili bitmiş bir saat de günde 2 kez doğru zamanı gösterir. O nedenle kişinin ağırlığında bir değişim olduğu takdirde yanlış sonuç verdiği düşünülen bir baskül de aradaki farkı doğru olarak gösterir. Önemli olan sürekli aynı baskülü temel almaktır. Öte yandan baskülün hangi zemin üzerinde bulunduğu da dikkate alınmalıdır. Halı ve parke üzerinde yapılan 2 farklı ölçümün de uyumsuzluk göstermesi olasıdır.

TARTILIRKEN GİYDİĞİNİZ KIYAFET DE ÇOK ÖNEMLİ

tartılmak İlk tartımda üzerinde pijamaları bulunan bir birey, ikinci ölçümde takım elbise giyerek tartılırsa arada bir farklılık görülmesi de çok doğaldır. Benzer şekilde bir şeyler atıştırmak da sonucu direkt olarak etkilemektedir. Rutin bir öğlen veya akşam yemeği kişinin ağırlığını 500 – 1000 gram etkilemektedir. Sabahtan akşama kadar tüketilen tüm besinler düşünüldüğünde, kahvaltı öncesi 72 kg gelen bir bireyin gece yatarken 74 kg çıkması çok da tuhaf karşılanmamalıdır. Kişi ertesi sabah kahvaltı öncesi, dışkılama sonrası baskülde yine 72 kiloyu görmüyorsa o zaman ağırlıkta bir değişim vardır. O nedenle sürekli tartılan bireylerin bu alışkanlığı bırakmalarında yarar vardır.
 

 

Su içmeyi sevmiyorsanız dikkat edin!

Obezite doktoru Dr.Fevzi Özgönül tatlı bağımlısı olupta farkında olmayanları uyardı.

Dr. Fevzi Özgönül, tatlı bağımlılığının aslında sigara, alkol veya madde bağımlılığından bile tehlikeli olduğunu belirterek, “Daha çok hastalanmamıza neden olur ama biz tatlı bağımlısı mıyız onu bile fark edemiyoruz.

Sigara, alkol ve madde bağımlılığı ile mücadele eden o kadar dernek varken tatlı bağımlılığı insanlara şaka gibi geliyor ve sanki yaramazlık yapan çocuklar gibi düşünülüp hiç önem verilmiyor. Hatta ısrar ile bu bağımlılık körükleniyor.Daha da ileri gidilip bu bağımlılığı olan kişilere yemezsen ölümü gör gibi dramatik ısrarlar bile yapılabiliyor” diye konuştu.

“Alkol ve madde bağımlılığını bir kenara koyun, sigara bağımlılığında bile el birliği ile kişiyi bu alışkanlığından kurtarmaya çalışırken, tatlı bağımlılığında ateşe körükle gidiyoruz” diyen Dr. Fevzi Özgönül, “Tatlı bağımlılığı o kadar kötüdür ki, dumanı isi yoktur, kişide çok büyük davranış değişikliği yapmaz dolayısı ile hiç kimseye sezdirmeden her yerde her ortamda bu bağımlılığı devam ettirebilirler. Ancak kişi kendisi bu bağımlılığı fark edip önlem almak isteyebilir” dedi.

Dr. Fevzi Özgönül, tatlı bağımlılığının belirtilerini şöyle sıralardı;

“Çay ve kahve içerken mutlaka şeker ekliyorsanız

İçeceklerinizi genelde şekerli içeceklerden seçiyorsanız

Yemeklerden sonra mutlaka bir tatlı isteği geliyorsa

Çay veya kahve içerken yanında mutlaka bir şeyler yemek istiyorsanı

Sık başınız ağrıyor ve tatlı bir şey yediğinizde baş ağrınız geçiyorsa

Ekmek, makarna veya pilav olmadan doymuyorsanız

Market alışverişinizde sepetinizde mutlaka tatlı bir atıştırmalık varsa

Yolda giderken pastane veya unlu mamül dükkanlarını fark ediyorsanız

Evinizde veya iş yerinizde mutlaka tatlı bir atıştırmalık bulunuyorsa

Gece buzdolabını açıp bir parça da olsa tatlı yiyorsanız

Su içmeyi hiç sevmiyorsanız, suyun tadı size acı geliyorsa

Toz şekerini veya küp şekeri nadir de olsa tek başına yediğiniz oluyorsa; Dikkat edin sizde tatlı bağımlılığı başladı demektir.” 

Otizmin 10 Belirtisi

Otizm genelllikle 2 yaşına gelen çocuğun konuşmamasıyla ortaya çıkıyor.

Dil gelişimindeki gecikmenin zeka geriliği, sağırlık gibi nedenlerden kaynaklanmadığı durumlarda çocuğun sosyal iletişimine bakılması gerektiğine vurgu yapan Pedagoji Uzmanı Yaprak Veziroğlu, 2 yaşına yaklaşan, motor gelişiminde bir sorun olmayan; yani zamanında yürüyen çocuklarda konuşma yoksa, hele konuşmaya niyet yoksa dikkatli olmak gerektiğini belirtti.

Çocukta otizm olup olmadığını gösterecek ipuçlarını 10 başlıkta derleyen Veziroğlu, o belirtileri şöyle anlattı:

OTİZM BELİRTİSİ OLABİLECEK 10 SİNYAL

1. Çocuk sizinle muhatap olmaz, sorularınıza cevap vermez. Hatta ona soru sorduğunuzda ya da bir şey söylediğinizde duymuyor gibidir. Başını çevirip size bakmaz. Konuşma gayreti göstermez.
2. 1 yaş civarında kelimeler kullanmaya başlasalar da sonradan bunları kullanmaktan vazgeçebilirler.
3. Anneyi çekerek istediği yere götürürler, annenin elini tutup uzatır ama kendi istediği şeyi ne söyler ne de işaret ederler.
4. Kurdukları iletişim kendi ilgileri yönündedir.

5. Jest, mimik gibi dili tamamlayan şeyleri kullanmazlar.

6. Ses tonları monotondur. İniş-çıkış, vurgulama yoktur.

7. Konuşmayı başlatma ve sürdürmede sorun vardır. Sizi merak edip tanımak için soru sormazlar. Ancak ilgi alanına giren bir konuda bilgi edinmek için soru sorar. Sürdürmede de sorun şöyledir: ‘Nasılsın’ dersiniz, ‘iyiyim’ der ama ‘siz nasılsınız’ demez.
8. Tekrarlayıcı ve kalıplaşmış bir dil kullanırlar. Öğretilen sözleri basmakalıp tekrarlar. Bazen de aynı kelimeyi tekrarlayıp dururlar.
9. Zamirleri ters kullanırlar. Ben yerine sen derler. Kendilerinden 3.şahıs olarak söz ederler.
10. İlgilerini çeken reklam, şarkı ve şiirleri çok iyi ezberlerler, ancak gereksiz yerlerde kullanırlar.

3 kez iş kabul etmeyenin maaşı kesilecek!

3 kez teklif edilecek Sosyal destek alanların istihdamı konusunda Alman modeli devreye giriyor.

13 yılda 150 milyar liralık kaynak ayrılan sosyal yardım sistemi ile istihdam bağlantısı etkin hale getiriliyor. Türkiye İş Kurumu (İşkur), sosyal yardım alan ailede çalışabilecek yaşta olanlara mesleki eğitim verecek ve iş teklifleri yapacak. 3 kez teklif reddedilirse, yardım 1 yıl kesilecek. 
 
İŞKUR, yardım alan ailelerde çalışabilecek yaşta olanlara eğitim verip, iş teklif edecek. 
 
İşverene prim desteği Meclis’e gönderilen torba yasa ile sosyal destek alanların iş bulmaları kolaylaşıyor. 
 
Bu kişileri istihdam edenlere prim desteği sağlanacak. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu Kurulu’nca destek sağlanan hanede çalışabilir durumda olanlar, sosyal yardım sistemi üzerinden îşkur’a kaydedilecek. Sistemle her evden bir kişiye istihdam yaratılmış olacak.