Papa’dan İlginç Cinsellik Açıklaması

Hristiyan dünyasının lideri olarakta bilinen Katolik Kilisesi Lideri Papa Francesco, ailevi konularla ilgili bir tavsiye belgesi hazırlayarak yayımladı. Papanın yayımladığı tavsiye belgesinde boşanıp evlenmiş olan çiftlerin kiliseden dışlanmaması, kadın haklarına gereken hassasiyetin gösterilmesi ve eşcinsel kişilere saygı duyulması mesajları içeriyordu. Papa, çiftler arasındaki cinselliğin sadece soyun devamı için bir ihtiyaç, bir görev olarak algılanmaması gerektiğini söyleyerek ”Bu tanrının mükemmel bir armağanıdır.” Bu mesajlar, Hristiyan aleminde büyük yankı bulacak gibi görünüyor.

Papa, yayınladığı ”Aşkın Sevinci” adlı kılavuzda büyük bir değişikliğe gitmemiş olsa da bir konuya açıklık getirdi. Papa Kilise’nin görevinin insanlara hoşgörü ve merhamet göstermek olduğunu, insanları yargılayıp onları dışlamak olmadığını hatırlattı. Hristiyanlıkta boşanıp tekrar evlenmiş olan eşler kilisede komünyona kabul edilmiyordu. Papa, bu konuda değişikliğe gidilmesi gerektiğini ve evlenip boşanmış çiftlerin durumunun yetkili din adamlarınca değerlendirilerek kiliseye alınmaları gerektiği çağrısını yaptı.

Papa, eşcinsel evlilikler konusunda da kılavuzunda açıklamalarda bulundu. Buna göre Papa aynı cinsiyetten kişilerin birlikteliğiyle tanrının insanlara uygun gördüğü evlilik ve aile biçimininin farklı kavramlar olduğunu söyleyerek kişilerin cinsel yönelimi ne olursa olsun onurlarına herkesin saygı duymasının şiddet ve ayrımcılıktan kaçınılması noktasında gerekli olduğunu söyledi.
 

Papa, kadına yönelik şiddet olayları ile ilgili de konuştu. Kadına şiddeti ”erkekliğin gücünün değil korkaklığının simgesi” olarak tanımlayan papa evli çiftler arasında fiziksel, sözel şiddet uygulanmasının tanrının kutsadığı evliliğin yapısına ters düşeceğini sözlerine ekledi.

 

Özgecan’ın Katili Gömülemedi

Geçtiğimiz aylarda yaşanan ve Türk insanını derinden yaralayan Özgecan Aslan olayının faili Suphi Altındöken cezaevinde babasıyla birlikte vuruldu. Hastaneye sevk edilen baba olayı yaralı şekilde atlatırken Suphi Altındöken isimli şahış hayatını kaybetti.

Hastaneye giden yakınları, Suphi Altındöken’in cenazesini aldı. Ortaya çıkabilecek olası güvenlik problemleri nedeniyle aile cenazeyi gece saatlerinde Tarsus’ta defnetmek istedi. Ancak Tarsus Belediyesi’ne yaptıkları başvuruda belediye tarafından gece saatleri için sağlanabilecek bir cenaze aracının olmadığı bilgisi verildi. Bunun üzerine aile özel bir cenaze aracı kiralayarak cenazeyi Tarsus’a götürdüyse de belediyenin gece saatlerinde defin yapılmamasına ilişkin aldığı bir karar ile birlikte cenazeyi Tarsus’ta defnedemediler.

Cenazenin götürüldüğü Tarsus’un Kocaköy Mahallesi’ndeki vatandaşlar da cenazenin mahallelerine defnedilmesine karşı çıktı. Cenazenin getirildiğini gören vatandaşlar defin işlemlerini engellemek için mahallelerindeki mezarlığın kapısını kitlediler. Bunun üzerine Tarsus Şehir Mezarlığına giden aile, belediyenin aldığı gece saatlerinde cenaze işlemlerinin yapılmamasına dair karar ile birlikte cenazeyi aynı araçla Adana’ya geri götürerek hastanenin morguna götürdüler.

Cenaze, Adana Devlet Hastanesine getirilerek morga taşındı. Cenazenin araçtan indirilmesi sırasında kendisinden yardım istenen bir görevli, ”Benim işim değil, yardımcı olmam” ifadelerini kullanarak yardım etmeyi reddetti. Bu olayların üzerine Suphi Altındöken’in annesi Naciye Tan sinir krizi geçirdi. Anne, kimsenin cenazeyi kabul etmediğini söyleyerek ”Ben anneyim, sokağa mı atayım cenazeyi? Bana bir araba getirin götüreyim” ifadelerini kullandı.

Kut’ul Amare Zaferi Göz Ardı Edildi

I. Dünya Savaşı zamanında Osmanlı Devleti’nin Orta Doğu cephesinde yaşanan ve Osmanlı’nın galibiyeti ile sonuçlanan Kut’ul Amare zaferi, en az Çanakkale zaferi kadar önemli ve değerli bir zafer olmuş olsa da tarih sayfalarında hakettiği yeri bulamamıştır. Bir çoğumuzun adını, hatta detayını bile bilmediği Kut’ul Amare Zaferi ile ilgili olarak araştırmacı yazar Mustafa Armağan, bir konferans düzenledi. Armağan, Kut’ül Amare zaferinin yanı sıra Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesiyle sonuçlanan 31 Mart Vakası ile ilgili olarak bilgiler verdi.

Mustafa Armağan, Kut’ül Amare Zaferi ve 31 Mart Vakası ile konferansta konuştu. Türk Edebiyat Vakfı’nda düzenlenen konferansta Armağan öncelikle dinleyicilere 1908 sonrası dönemde Abdülhamid’in de dahil olduğu bir Meşrutiyet döneminin yaşandığını hatırlattı ve o dönem yaşananlara açıklık getirdi. Armağan, Abdülhamid’in ilan ettiği meşrutiyeti aslında ittihatçıların ilan etmek istediğini, bu sayede Abdülhamid Han’ın tahttan indirilmesinin hedeflendiğini söyledi. Bununla birlikte ittihatçıların kan dökerek İstanbul’a girmeyi istediklerini ve padişahı tahttan indirmek istediklerini söyleyen Armağan, Abdülhamid’in buna karşılık olarak yaptıklarını anlattı. Abdülhamid Han, kendisine tezgahlanan oyunu önceden fark etti ve ordusuna iç savaş çıkmaması için emir verdi. Bu sayede Osmanlı’nın en donanımlı askerlerine sahip olan 1. Ordu ve 3. Ordu’nun olası bir savaş içerisine girmesi engellendi. Bu arada Abdülhamid, Meşrutiyeti kendisi ilan ederek yaşanacak böyle bir problemin ortadan kalkmasını sağlamış oldu.

Tarih kitaplarında Kut’ül Amare zaferi için ”İngilizlerin Basra’dan yaptığı çıkarma başarısızlıkla sonuçlandı” diye bahsediliyor. Ancak böyle bir meydan savaşı için bu tarz bir tabir kullanmak pekte doğru görünmüyor.

Sağlık Kaynağı Yumurta Nasıl Tüketilmeli

Yumurta, Türk kahvaltılarının ve Türk mutfağının vazgeçilmezi olma konumunu koruyor. Bunun yanı sıra yumurtanın sağlığa çok yararlı bir besin olduğu uzun zamandır uzmanlar tarafından ifade ediliyor. Sağlık kaynağı yumurta, doğru pişirilip tüketilmediği takdirde düşünüldüğü kadar da faydalı olamayabiliyor. Peki yumurta nasıl pişirilmeli, nasıl tüketilmeli? Yumurtanın doğru tüketilmesiyle ilgili olarak sorulan soruların cevabını Uzman Diyetisyen Işın Sayın açıkladı.

Uzman Diyetisyen Işın Sayın, Türk mutfağının sevilen yiyeceği olan yumurtanın doğru pişirilmemesi durumunda besin değerlerinin eksik kaldığını söyledi. Işın Sayın yumurtanın beyin sağlığı açısından vazgeçilmez olan kolin açısından çok zengin bir besin olduğunu, bunun yanı sıra yumurta sarısında bulunan yüksek A vitamini içeriğinin görmeyi iyileştirdiğini, bağışıklığı güçlendirdiğini ve kanseri engellediğini ifade etti. Bu faydaları da sofralarımızın vazgeçilmezi olan yumurtanın neden vazgeçilmezimiz olduğunu bir kez daha açıklamış oluyor.

Sayın, yumurtanın B vitamini açısından da önemli derecede zengin olduğunu ifade ederek bu vitaminin beyin ve cilt sağlığı konusunda çok önemli bir rolü olduğunu söyledi. Ancak bu faydaları maksimum düzeyde alabilmemiz için yumurtayı pişirirken dikkat etmemiz gereken şeyler var. Yumurta 10 dakikadan fazla ocakta tutulmamalı, suyu kaynamaya başladıktan sonra ocağın altı mutlaka kısılmalıdır. Fazla pişirilen yumurtaların sarısının etrafında oluşan yeşil halka, demir emilimini engelleyici özelliğe sahip. Yumurtayı tam ve en doğru şekilde pişirerek yumurtanın faydalarından maksimum şekilde yararlanabilmek mümkündür.

Eğitimciden Gelen İlginç Paylaşıma Soruşturma

Gün geçmiyor ki Türkiye insanların duymak, okumak istemediği bir haber olmadan güneş doğsun. Ardı arkası kesilmeyen kadına yapılan cinsiyetçi yaklaşımlar artık günden güne Türkiye’de kendisine yer buluyor gibi duruyor. Halk oyunu oynayan gençleri de nasıl bir zihniyetin böyle algılayabileceğini iyi düşünmek gerek. Bir müdür yardımcısı, bir eğitimci, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda kız ve erkeklerin ‘kol kola’ halk oyunları oynaması olayını ‘halt oyunu, bunun islamda yeri yoktur’ diye nitelendirdi.

Malatya’nın Yeşilyurt ilçesine bağlı Gazi Anadolu Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak görev yapan N.T. sosyal medya üzerinden yaptığı ilginç paylaşımla dikkat çekti. N.T, paylaşımında erkeklerle kızların ‘diz dize, göz göze, sarmaş dolaş’ olarak tabir ettiği şekillerde halk oyunu oynamalarının islama uygun olmadığını iddia etti.

Olay veliler tarafından büyük tepki gördü. Toplanarak okula gelen veliler, çocuklarının eğitim gördüğü okulda böyle bir zihniyetin var olmasını istemediklerini söyleyerek tepkilerini gösterdiler. İlerleyen saatlerde Malatya Valisi Süleyman Kamçı, olayla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu. Yaptığı açıklamada Malatya Gazi Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı N.T’nin sosyal medyada yaptığı paylaşımdan haberdar olduğunu ve bu paylaşımla ilgili olarak yapılabilecek her türlü işlemin yapılacağını söyledi. Milli Eğitim Müdürü Ali Tatlı ise konuyla ilgili olarak vali talimatı ile bir rapor hazırlandığını, gerekli işlemlerin yapılacağını söyledi.

Bu haberlerin ardından alınan bilgilere göre ise müdür yardımcısı N.T. hakkında sosyal medya paylaşımı ile ilgili olarak soruşturma başlatıldı.

 

Sur’lu Aileler Evlerine Dönüyor

Diyarbakır’ın Sur ilçesi terörist faaliyetler sebebiyle uzun zaman önce boşaltılmıştı. Bölgede çatışmalar şimdilik kesildi, yetkililer ise bölgedeki hayatın normale döndürülebilmesi amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. İlçede yaşayan aileler evlerine dönüp eşyalarını tahliye edebilmek amacıyla kaymakamlıklara başvuru yapmışlardı. Kaymakamlık, yapılan başvuruların sonucunda oluşturduğu listeye göre Sur’lu aileleri bölgeye güvenlik görevlilerinin nezaretinde götürerek evlerinin olduğu sokaklara bırakıyor.

Bölücü terör örgütü PKK’nın saldırıları bölgedeki yaşamı neredeyse bitme noktasına getirmişti. Operasyonlar başladığı zaman evlerini terk eden aileler aylar sonra operasyonlar sonlanınca evlerine geri döndü ve evlerinde bulunan eşyalarını bölgeden tahliye etti. PKK’nın yürüttüğü faaliyetler sonucunda evleri hasar gören aileler, geriye döndüklerinde sağlam bulabildiği eşyalarını da alarak bölgeden ayrılıyor. Eşyaları sağlam kalan bazı aileler ise kamyonetler yardımıyla evlerinde bulunan eşyaları tahliye ediyorlar.

Bölgeye eşyalarını almak için gelen vatandaşlardan birisi olan N.M, bundan yaklaşık 4 ay önce kaymakamlığa eşyalarını tahliye edebilmek amacıyla başvuru yaptıklarını ve sıranın onlara gelmesi ile birlikte güvenlik güçleri eşliğinde eşyalarını bölgeden tahliye ettiklerini, yetkililerin ise bölgedeki hasar tespit çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.

 

Ak Parti İl Başkanı Muhammed Akar, söz konusu bölgede yaratılan yıkımın onarılacağını ve kesinlikle hiç bir vatandaşın terörist eylemler yüzünden mağdur olmayacağını açıkladı. Akar, vatandaşın müsterih olmasını ve evi yıkılan vatandaşın evinin tekrar inşa edileceğini, bunun kendi sözü değil bizzat başbakanın ve hükümetin teminatı olduğunu ifade ederek, vatandaşa dilerse Sur’da dilerse başka bir bölgede yeni ev inşa edileceğini söyledi. Vatandaşlar istedikleri takdirde evlerini kamulaştırma yoluna gidebilecek. İsteyen, kendine uygun olan seçeneği kabul ederek yaşantısına devam edebilecek.

 

Ankara Katliamının Faili Tutuklandı

Geçtiğimiz aylarda Ankara’da yaşanan kanlı terör saldırısında 103 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Olay ile ilgili olarak polisler çalışmalarını sürdürürken saldırıyı IŞİD’in yaptığı tespit edilmişti. Polisler, IŞİD’in düzenlediği canlı bomba saldırısıyla ilgili olduğu sebebiyle Gaziantep’te Hüseyin Tunç isimli bir şahsı gözaltına aldı. Tunç, sorgusunun ardından polisler tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Ankara Garı önünde düzenlenen bombalı terörist saldırıya ilişkin Hüseyin Tunç’un saldırıyla ilgisi bulunduğu gerekçesiyle polis tarafından yakalama kararı çıkartılmıştı. Hüseyin Tunç, kararın ardından Gaziantep’te yakalanarak sorgulanmak üzere Ankara’ya getirildi. Hüseyin Tunç’un IŞİD’in Gaziantep emiri Yunus Durmaz ile bağlantısının olduğu, IŞİD için Türkiye sınırları içerisinde mühimmat ve patlayıcı taşıdığı, IŞİD’in sınırlardan kaçak olarak geçirmeye çalıştığı militanlara destek sağladığı belirtildi.

Hüseyin Tunç, 10 Ekimde yaşanan saldırının ardından güvenlik ekipleri tarafından 16 Ekim tarihinde Gaziantep’te gözaltına alınmıştı. Tunç ile birlikte bazı örgüt bağlantısı olduğu iddia edilen kişiler de gözaltına alınıp Ankara’ya getirilmişlerdi. Ankara’da sürdürülen soruşturmanın ardından şüpheliler adliyeye sevk edilmişti, ancak mahkeme sanıkları tutuksuz yargılamak üzere serbest bırakmıştı. Savcılığın mahkemeye yaptığı itiraz, mahkeme tarafından kabul edildi ve Tunç hakkında yeniden yakalama kararı çıkarıldı. Tunç, Gaziantep Şahinbey ilçesinde jandarma ekipleri tarafından rutin bir yol kontrolü sırasında gözaltına alındı. Buradan karakola götürülen Tunç, polis nezaretinde Ankara’ya sevk edildi. Hüseyin Tunç, Ankara terörle mücadele şubesinde tamamlanan sorgusunun ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

 

 

Öğrencisine Cinsel İstismarda Bulunan Öğretmen ‘Pişmanım’ Dedi

Geçtiğimiz günlerde bir Lisede matematik öğretmeni olarak görev yapan bir kişi Cansel adlı 17 yaşındaki kız öğrencisine cinsel istismarda bulunmuştu. Cansel, yaşadığı şoku atlatamayıp hayatına son vermişti. Polisler tarafından tutuklanarak cezaevine konulan matematik öğretmeni yargılanmaya başladı.

Kayseri’de 17 yaşındaki lise öğrencisi Cansel Buse K, matematik öğretmeninin kendisine tecavüz etmesi sonucunda yaşadığı şoku atlatamayıp intihar etmişti. Olayla ilgili olarak tutuklanan öğretmen, tutuklanarak mahkemeye çıkarıldı. Cansel’in ailesinin avukatı Kamil Avşaroğlu, yaptığı açıklamada mahkemede sanığın ilişkiye girdiğini doğruladığını ancak mahkemede pişman olduğunu söylediğini ifade etti.

Cinsel istismar olayı ile ilgili duruşma Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kayseri’de yapılacak olan duruşmaya Nevşehir Kapalı Cezaevi’nde bulunan sanık, güvenlik güçleri nezaretinde getirildi. Duruşmaya tutuklu bulunan sanık Bayram Ö, Cansel’in babası Mustafa K. ve annesi Maburiye K ile birlikte Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatları bir de sanığın eşi katıldı.

Olayla ilgili gerçekleştirilen duruşma basına kapalı olarak gerçekleştirildi. Duruşma sonrasında ailenin avukatı Kamil Avşaroğlu basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Avşaroğlu, mahkemenin duruşmayı karar vermek için 12 Nisan tarihine ertelediğini söyledi. Savcılığın hazırladığı iddianamede sanık ”cinsel istismar, çocuğa yönelik nitelikli cinsel istismar, kişiyi hüviyetinden yoksun kılma ve müstehcenlik” suçları kapsamında yargılanıyor.  Avukat Avşaroğlu duruşmada savcılık tarafından mütalaa verildiğini sözlerine ekledi.

Sanık, duruşmada intihar eden Cansel K ile ilişkiye girdiğini doğruladı ve pişman olduğunu sözlerine ekledi. Cansel’in ailesi duruşma sonrasında basın mensuplarına herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Bilgi Güvenliği Konusunda Hassasiyet Artmalı

Geçtiğimiz günlerde 50 milyona yakın vatandaşın kimlik bilgilerinin çalındığı haberi kesin olmamasına rağmen toplumda büyük yankı yarattı. Bununla birlikte herkes bilgilerin güvenliği noktasında alınan önlemlerin yetersiz olduğu konusuna dikkat çekmeye başladı. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, konuyla ilgili bazı açıklamalarda bulundu. Eczacıbaşı ”Bu bize ders olsun.” ifadelerini kullandı.

Fatuk Eczacıbaşı, konuyla ilgili olarak yetkililerin gerekli hassasiyeti göstererek çalışmaların yapması gerektiğini söyledi. Eczacıbaşı, bu konuda disiplin sahibi olunması gerektiğini ve bu tarz saldırıların her zaman gerçekleşeceğini, bu tarz insanların kimlik bilgilerimizden her zaman faydalanmaya çalışacağının unutulmaması gerektiğini söyledi.

Faruk Eczacıbaşı, yaptığı açıklamalarda çalınan kimlik bilgilerinin önemli bir güvenlik açığını ortaya koyduğunu ve yaşanan bu olayın ardından siber suçlar ve kriminaliteye farklı bir boyut geleceğini düşündüğünü ifade etti. Bu tarzda saldırıların her zaman gerçekleşeceğine değinen Eczacıbaşı, ”Girişimcilerle Dost Olmak” adlı etkinlikte bir konuşma yaptı. Konuşmasında ”25 yaşımda olsaydım, güvenlik teknolojilerine yatırım yapardım” ifadelerini kullandı.

Eczacıbaşı, bu tarz siber suçların günümüzde hayatın bir gerçeği olduğunu söyleyerek bu suç konusunda yeni bir boyut getirilmesi ve gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini söyleyerek, işlenen siber suçlarda suçluların akılalmaz bir yaratıcılığa sahip olduğunu söyledi ve vatandaşı yapması gerekenler konusunda uyardı.

Çalınan kimlik bilgileri 5 yıl öncesi verilere ait. Buna göre kişiler bu bilgileri istedikleri yerde rahatlıkla kullanabilirler. Vatandaşın yapması gereken ise davranışlarını bu gerçeğe göre düzenlemek. Şifreleri sık sık değiştirmek, her işlem için farklı bir şifre kullanmak gibi önlemler şu an için geçerli gibi görünüyor.

 

Erdoğan’dan Pensilvanya’ya: ‘Niye Gelmiyorsun’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları ek hizmet binasını açmak üzere bir konuşma yaptı. Yaptığı konuşmasında bugüne dek yapılan sağlık hizmetlerinden ve yatırımlarından bahseden Erdoğan, ABD’de bulunan Fethullah Gülen’e yüklendi. Erdoğan, Gülen’e ’99’da Pensilvanya’ya gittin, niye kaçtın, niye gelmiyorsun’ sözleriyle yüklendi.

Erdoğan, açılışta devletin sağlık alanında yaptığı yatırımlardan ve hizmetlerden bahsederek devletin tüm ülke çapında yeni sağlık tesisleri inşa etmek için çalıştığını söyledi. Erdoğan 30 yaşın altında olan vatandaşların 2002 öncesi dönemde sağlık hizmetlerinin ne kadar kötü durumda olduğunu hatırlayamayacağını söyleyerek bu zamanlarda ‘sağlığa erişmek hayaldi’ ifadelerini kullandı. İnsanların sağlık hizmeti almakta zorlandığını, doktorların yazdığı reçeteleri vatandaşın alabilecek güçte olmadığını hatırlatan Erdoğan, ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na da SSK’da başkanlık yaptığı dönem üzerinden yüklendi. Erdoğan, o dönemlerde SSK genel müdürünün Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu hatırlatarak ”bayanlara hakaret etmekle siyaset prim yapmıyor” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, geçmişte Türkiye vatandaşlarının yurtdışına sağlık hizmetleri almaya gittiğini ancak bugün gelinen noktada yurtdışından insanların Türkiye’ye sağlık hizmeti alma amacıyla geldiğini hatırlatarak ‘Hamd olsun çok ciddi adımlar attık’ ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Fethullah Gülen için ‘niye kaçtın, niye gelmiyorsun’ ifadelerini kullanarak yüklendi ve ‘inlerine gireceğiz demiştik’ sözlerini hatırlattı. Erdoğan, bugüne kadar yapılan çalışmalarda ülke içerisinde bulunan tüm terör örgütlerini bitirmenin hedeflendiğini ve bu amaçtan her ne olursa olsun kesinlikle vazgeçilmeyeceğini sözlerine ekledi.