Turizm Sektöründe Kayıp 7.5 Milyar Dolar Olacak

Rusya ile yaşanan uçak krizi ve ardından yaşanan birçok canlı bomba aktivitesi nedeniyle Türkiye’nin uluslararası arenadaki güvenilirliği bir hayli düşmüş durumda. Özellikle büyük şehirlerde bölücü terör örgütü mensupları tarafından turistlere yönelik yapılan canlı bomba saldırıları nedeniyle Türkiye’nin bu sene turist sayısında çok önemli bir düşüş olacağı biliniyordu, ki gün geçtikçe bu durum rakamlarla da ortaya çıkmaya başladı. Databank adlı bir firmanın yaptığı analize göre en kötü durumda Türkiye’ye gelen turist sayısı 6.5 milyon azalacak. Azalan turist sayısının Türkiye’ye maliyeti ise 7.5 milyar dolar civarında olacak.

Türkiye Otelciler Birliği de Türkiye hakkında yaşanan güvenlik endişeleri nedeniyle Avrupalı turist sayısında da çok önemli düşüş yaşanacağını belirtti ve henüz şimdiden rezervasyon ve düzenlenen organizasyonlarda çok önemli derecede iptallerin yapıldığını vurguladı. Türkiye’nin en çok turist aldığı Avrupa ülkesi konumunda olan Almanya’da seyahat acentalarının Türkiye satışlarında yüzde 40 lara varan gerileme olduu bildirildi. Bununla birlikte Fransa, İspanya, İtalya gibi ülkelerden gelecek turist sayısında da çok önemli düşüşler bekleniyor.

Gelen turistlerin azalmasının yanı sıra Türkiye’de düzenlenecek olan etkinlikler de güvenlik endişeleri nedeniyle iptal ediliyor. Bu yıl Kuşadası’nda 600 seyahat acentasının katılımıyla yapılacak olan toplantı güvenlik sebebiyle iptal edildi. Sektör yetkilileri bu daralmayı karşılayabilmek amacıyla fiyatlarda önemli indirimlere gidileceğini, bu indirimlerin sayısal bir doluluk sağlasa da gelir olarak büyük kayıpların gerçekleşeceğini açıkladı. Uzmanlar tarafından hazırlanan raporlarda turistlerin bu sene Fransa, İspanya, Hırvatistan gibi ülkeleri tercih edecekleri belirtildi.

 

Göçmenler İtalya Ekonomisine Katkı Sağladı

Mültecilerin Avrupa’ya akını sürerken Avrupalı ülkeler de bu konunun etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Mültecilerin yaratacağı bir çok sorunun arasında ortaya çıkacak olan kültürel sorunların yanı sıra ekonomik problemler de görüşülüyor. Ortada böyle durumlar varken ilgi çekici bir araştırma İtalya’da yapıldı. Yapılan araştırmaya göre AB üyesi olmayan ülkelerden İtalya’ya gelen göçmenlerin ekonomiye maliyeti 3.3 milyar euro olurken, göçmenlerin ülkeye katkısı 8 milyar euro olarak belirlendi.

İtalya Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı rapora göre göçmenler ülke ekonomisine 8 milyar euro katkıda bulunurken sadece 3 milyar euroluk bir yük getirdi. Aradaki 5 milyar euro ise ülkede yaşayan 600 bin emeklinin maaşının ödenebilmesi anlamına geliyor.

AB üyesi ülkeler göçmenlerin Avrupa’ya getirdiği sorunları tartışırken İtalya’da yapılan bir araştırma durumun o kadar da iç karartıcı olmadığını ortaya koydu. Buna göre göçmenlerin de İtalya ekonomisinde önemli bir yerleri var. Maliye Bakanı Pier Carlo Padoan’ın özel kalemi Roberto Garofoli’nin editör olarak görev yaptığı dergi piyasaya sürüldü. Dergide özellikle göçmenlerin ülke ekonomisine yaptığı katkılara dair analizler bulunuyor.

Yapılan bu analizlere göre göçmenler İtalya’ya 8 milyar euroluk bir katkıda bulunurken karşılığında sosyal yardım alanında harcanan sadece 3 milyar euroluk bir miktar ortaya çıktı. İtalya’da yaşayan göçmenlerin ülkeye gelir vergisi olarak toplamda 6.8 milyar euro ödediği belirtildi. Nüfusu yaşlanan İtalya’ya AB üyesi olmayan ülkelerden göçmen olarak gelen kişiler, yeni kurulan işletmelerin yüzde 18’lik bir bölümüne öncülük ediyor.

Kayıp Kaçak Bedelinde Rekor Rakam

Geçtiğimiz aylarda elektrik firmalarınca kayıp kaçak bedeli adı altında para tahsil edilen uygulamanın haksız olduğu kararlaştırılmış, söz konusu ücretlerin 10 yıl geriye dönük olarak vatandaşa iade edilmesine karar verilmişti. Vatandaş haksız yere ödediği ücretleri geri almaya çalışırken emsal teşkil edecek bir karar ortaya çıktı.

Türkiye içerisinde faaliyet gösteren ve ülkenin çeşitli bölgelerine yaş sebze ve meyve ihraç eden bir firma, kayıp kaçak bedelini iade almak üzere elektrik sağlayan şirkete dava açtı. Mahkeme, davacı olan firmanın geriye dönük toplamda 614 bin 860 lira alacağının olduğuna karar verdi.

Uçak Kardeşler Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin avukatları, 29 Aralık 2014 tarihinde elektrik hizmeti aldıkları Gediz Elektrik’e kayıp kaçak bedelinin iadesi için İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açtı. Geçen birkaç ayın ardından mahkeme 31 Mart tarihinde şirketten tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin haksız olduğuna ve geriye dönük ücret, masraflar gibi ödemeler dahil olmak üzere Uçak Kardeşler şirketine toplamda 614 bin lira para ödenmesine karar verdi.

Mahkemede Uçak Kardeşler adına avukatlık yapan Bilgehan Noyan, söz konusu kararın emsal teşkil edeceğini vurgulayarak geçmişte kayıp kaçak bedeli ibaresi altında ücret ödemiş olan herkesin yargı yoluna başvurması gerektiğini ve bugüne kadar bu konuda açılmış davalarının birçoğunun tüketici lehine sonuçlandığını söyledi. Noyan, kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli gibi çeşitli ibarelerin altında tüketiciden haksız yere kazanç elde edildiğini, bu ücretlerin haksız olduğuna mahkemelerce karar verilmesi halinde dağıtıcı firmaların bu ücretleri tahsil etmeye devam ettiğini söyledi ve özelllikle geçtiğimiz yıllarda yüksek elektrik faturaları ödemiş olan kişilerin haksız yere tahsil edilen bu ücretlerin iadesi için mahkemeye başvurmalarının faydalarına olacağını ifade etti.

 

 

BP Felaketinin Cezası Belli Oldu

Petrol konusunda faaliyet gösteren ve Türkiye’de de birçok alanda şubeleri bulunan British Petrol (BP) 2010 yılında Meksika Körfezinde tarihi bir çevre felaketine sebep olmuştu. Meksika Körfezinde yaşanan bu tarihi faciada 134 milyon galon petrolün denizlere dökülerek canlı hayatını son derecede olumsuz bir şekilde etkilemesinin yanı sıra bölgede çalışan 11 işçi de hayatını kaybetmişti.

Amerika Birleşik Devletleri’nin New Orleans bölgesinde bulunan ve bu konu ile ilgili soruşturmayı yürüten federal mahkeme, British Petrol şirketinin bu faciaya yönelik ödeyeceği tazminata dair onay verdi. Karara göre BP toplamda 20.8 milyar dolar tazminat ödeyecek.

Temmuz 2015 tarihinde BP’nin çevreye verdiği zarara ilişkin uzlaşma masasına oturacağı ve ödeyeceği tazminat bedelinin hesaplayacağı açıklanmıştı. Verilen karara göre BP 20.8 milyar dolar tazminat ödemek zorunda kalacak. Şirket, bu parayı 16 yıl süre içerisinde ödeyecek. 2015 Ekim tarihinde çıkan haberlerde de BP’nin ödeyeceği tazminatın yaklaşık 20 milyar dolar civarında olacağı söylenmişti. ABD Adalet Bakanlığı tarafından açıklanan miktara göre ise bu tahmin tutmuş gibi görülüyor. Şirketin 16 yıl içerisinde ödeyeceği 20.8 milyar dolarlık ceza ABD tarihindeki çevreye verilen zarara karşı ödenecek tazminatlar arasında en büyük miktar olma özelliğini taşıyor. Bunun yanı sıra bu anlaşma bir kurum ile imzalanan en büyük sivil uzlaşma olarak da tarihe geçti.

BP şirket yetkililerinin yaptıkları açıklamalara göre 11 işçinin hayatını kaybettiği, 134 milyon galon petrolün de denizlere yayıldığı bu facianın şirkete maliyeti temizlik, anlaşmalar ve cezalar dahil olmak üzere toplamda 53 milyar dolar civarında olduğu biliniyor.

 

 

 

Turizmci Açığı Memurlarla Kapatmayı Hedefliyor

Türkiye’de yaşanan terör olaylarının yanı sıra Rusya ile yaşanan uçak krizi gibi durumlardan en çok etkilenecek olan sektörün turizm sektörü olduğu biliniyor. Yurtdışından yapılan rezervasyonlar henüz sezon açılmamışken geçen seneye göre çok geri seviyelerde. Turizmciler, yaşanacak kayıpları telafi etmek için kendisine alternatif pazarlar aramaya başladı. Son çare olarak ise turistik bölgelerde yurtiçindeki memurlara yönelik kampanyalar yapılarak pazarın canlı tutulması hedefleniyor.

 

Türkiye’de yaklaşık 3.5 milyon civarında kamu personeli bulunuyor. Pazarda oluşacak açıklığı telafi etmek isteyen turizmciler yurtiçindeki kamu personeline yönelik hizmet vermeye odaklandı. Buna göre sektörün ileri gelenleri Turizm Bakanlığı’na bir teklif sunacak. Buna göre kamuda görev yapan kişiler için tatil fırsatları yüzde 30’lara varan indirimlerle sunulacak.

Turizm sektörü liderleri, oluşacak ek masraflar konusunda destek sağlaması için Turizm Bakanlığı’na gidecekler. Söz konusu indirimin erken rezervasyon fiyatlarına ilave olarak yapılması hedefleniyor. Turizm Bakanlığı, söz konusu projeyi geçtiğimiz günlerde Bakanlar Kurulu’na taşımıştı. Projenin Bakanlar Kurulu’nda görüşülerek kabul edilmesi durumunda Türkiye’de çalışan kamu çalışanları ve ailelerine anlaşmalı otel ve tur paketleri kapsamında yüzde 30 kamu görevlisi indirimi yapılacak. Bu yüzde 30’luk indirim, erken rezervasyon indirimi olan yüzde 35’e ilave olarak yapılacak.

Kamuda çalışan 3.5 milyon kişi ile oluşan açığın kapatılması hedefleniyor. Eğer söz konusu proje kabul edilirse kamu görevlileri için tatil yapmak çok daha cazip bir hal alacak. Turizmciler de bu proje ile birlikte turizm pazarında yaşanacak olan sıkıntıları bir nebze olsun azaltabilmeyi hedefliyor.

Ruslar Putin’i Suçlu Buldu

Geçtiğimiz günlerde denizaşırı firmalarla işbirliği halinde olan ve merkezi Panama ülkesinde bulunan Mossacks Fonseca adlı şirketten bazı belgeler sızdırılmıştı. Sızdırılan belgelere göre dünyanın çeşitli ülkelerinin liderlerinin yolsuzluk yaparak haksız kazanç elde ettiği iddiaları ortaya atılmıştı. Yolsuzlukla suçlanan liderlerden birisi de son zamanlarda Türkiye karşıtlığı ile bilinen Rus lider Vladimir Putin oldu. Putin’in yolsuzluk dosyalarında adının geçmesi Rus halkını da etkilemiş görünüyor ki Rusya’da yapılan bir araştırma Putin’i kızdırabilecek nitelikte görülüyor. Rusya’da yapılan yolsuzluk ve güven anketi ile ilgili tüm detayları haberimizde bulabilirsiniz.

 

Ekonomik krizin hakim olduğu Rusya’da Rus halkına bir anket yapıldı. Yapılan anket sonuçlarına göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yolsuzlukta önemli bir payının bulunduğu Rus halkı tarafından söylendi. Rusya’da bulunan ve kamuoyu araştırma şirketi olarak görev yapan Levada Center, söz konusu anketi Rus halkına yönelik olarak yaptı. Ankete katılanların yüzde 66’sı ülkede yapılan yolsuzlukların en büyük sorumlusunun devlet başkanı Vladimir Putin olduğunu söyledi. Ankete katılanların yüzde 51’lik bir kısmı ise devlet görevlilerinin çoğunun yolsuzlukla kazanç elde ettiği kanısında.

Yapılan ankete katılanların yüzde 44’ü, Putin’in yolsuzluk konusunda mücadele verdiğini düşünüyor. Ancak bu insanlar Putin’in verdiği mücadelede başarısız olduğunu ve yolsuzluğun Rusya için engellenemez bir gerçek olma durumuna dönüştüğünü ifade etti.

Bununla birlikte ankete katılanların yüzde 20’lik bir kısmı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yolsuzluk faaliyetlerini bizzat kendisi yürüttüğünü düşünüyor.

 

Ham Petrolde Fiyatlar 60 Doların Altını Görebilir

Mea-Risk Araştırma Kuruluşu Başkan Yardımcısı Widdershoven, “Ham petrol fiyatları yılın ikinci çeyreğinde 60 doları aşabilir.” dedi.

GÜLŞEN ÇAĞATAY

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli Mea-Risk Araştırma Kuruluşu Başkan Yardımcısı Cyril Widdershoven, ham petrol fiyatlarıyla ilgili tahminde bulunmanın zorluğuna işaret ederek,”Piyasalarda iyimserlik var. Üretici ülkelerin tutumu, İran ve Rusya’nın arza katkısının beklenenin altında seyredeceği tahminiyle petrol fiyatları yılın ikinci çeyreğinde 60 doları aşabilir.” dedi.

Widdershoven, 17 Nisan’da gerçekleştirilecek Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) toplantısının petrol fiyatlarına etkisini, AA muhabirine değerlendirdi.

Widdershoven, daha önce 16 Şubat’ta Doha’da gerçekleştirilen ve OPEC ülkelerinden Katar, Suudi Arabistan, Venezuela ve OPEC üyesi olmayan Rusya’nın onayladığı, üye İran’ın ise karşı çıktığı üretimi ocak ayı düzeyinde dondurma kararının, beklenen etkiyi yaratmasa bile 17 Nisan’da yapılacak toplantıya altyapı hazırladığını anlattı.

Otomotiv Mart Ayı İhracatı Rakamları Belli Oldu

OİB Başkanı Orhan Sabuncu, sektörün geçen ay 2015’in aynı dönemine göre ihracatını arttırdığını söyledi.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu, otomotiv endüstrisinin mart ayında da ihracatta lokomotif sektör olmayı sürdürdüğünü ve yıl sonu hedefi olan 23 milyar dolara adım adım yaklaştığını bildirdi.

Sabuncu, otomotivde mart ayı ihracat verilerini değerlendirdiği yazılı açıklamasında, sektörün geçen ay 2015’in aynı dönemine göre yüzde 16 artışla 2 milyar 47 milyon dolarlık ihracat yaptığını aktardı.

İhracatın lideri

Sektörün, ocak-mart döneminde yine geçen yılın aynı dönemine nazaran yüzde 6,6 artışla 5 milyar 544 milyon dolarlık dış satıma imza atarak, ilk çeyrekte Türkiye’nin ihracatındaki liderliğini koruduğuna değinen Sabuncu, şunları kaydetti:

“Mart ayında, Mayıs 2014’ten bu yana aylık bazda en yüksek ihracat rakamına ulaştık. En büyük pazarlar Almanya, İtalya, İngiltere’ye ihracatta yüzde 31’e varan artışlar kaydettik. Yıl sonu hedefimiz olan 23 milyar dolara adım adım yaklaşıyoruz. Türkiye olarak üretimde rekabetçi olma avantajını ele geçirmemiz gerekiyor. Bunun için Sanayi 4.0 dönüşümünün uygulayıcı, öncü ülkeleri arasında yer almalıyız. Türkiye ihracatının lokomotif sektörü otomotiv endüstrisi, liderliğini sürdürdüğü mart ayında genel ihracat artışını katlamaya devam etti. Türkiye ihracatının yüzde 2,6 artış ile 11 milyar 466 milyon dolar olduğu mart ayında, otomotiv endüstrisi yüzde 16 artışla 2 milyar 47 milyon dolar ihracat yaptı. Ocak-mart döneminde yüzde 6,6 artışla 5 milyar 544 milyon dolar ihracata imza atan otomotiv endüstrisi, yılın ilk çeyreğinde Türkiye ihracatında yine zirvede yer aldı.”

En büyük pazar

Sabuncu, Türkiye ihracatından yüzde 18 pay alan otomotiv sektöründe, mart ayında mal grupları bazında genelde çift haneli artışlar olduğuna değindi.

Artışın özellikle ticari araçlarda yüzde 37 gibi yüksek seviyelere ulaştığını vurgulayan Sabuncu, “En büyük pazarımız Almanya’ya yönelik ihracat başarısında yan sanayi, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ve çekiciler ihracat artışının yüzde 100’e varan oranlara ulaşması etkili oldu.” açıklamasında bulundu.

Ticari araçlarda yüzde 37 artış

Açıklamaya göre, mart ayında ürün grubu bazında ihracatta yüzde 37’yi bulan artışlar kaydedildi.

Endüstri ihracatından yüzde 40 pay alan otomotiv yan sanayi, yüzde 15 artışla 813 milyon dolarlık ihracata imza attı. Dış satımdan yüzde 31 paya sahip binek otomobillerde ise yüzde 3 artışla 634 milyon dolarlık ihracat yapıldı.

İhracatta yüzde 21,5 paya sahip eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlarda yüzde 37 artışla 443 milyon dolara, yüzde 6 paya sahip otobüs-minibüs-midibüs ihracatında da yüzde 18 yükselişle 125 milyon dolara ulaşıldı.

Almanya’ya ihracat arttı

Türkiye otomotiv endüstrisinin en büyük pazarı olan Almanya’ya artış, şubat ayının ardından martta da sürdü.

Almanya’ya ihracat yüzde 13 artışla 340 milyon dolar oldu. En fazla dış satım yapılan ülkelerde ikinci sıradaki İtalya’ya yüzde 31 artışla 218 milyon dolar, üçüncü büyük pazar Birleşik Krallık’a yüzde 2 azalışla yine 218 milyon dolar ihracat gerçekleşti.

Geçen ay İspanya’ya yüzde 30, Hollanda’ya yüzde 195, ABD’ye yüzde 18, İran’a yüzde 155, Romanya’ya yüzde 27 ihracat artışı oldu ve Rusya’ya dış satım yüzde 36 düştü.

Otomotiv endüstrisi ihracatından yüzde 79 pay alan Avrupa Birliği (AB) pazarına yönelik ihracat, mart ayında yüzde 18 artışla 1 milyar 614 milyon dolar oldu. Sektörün ikinci en büyük pazarı Ortadoğu ülkelerine ihracat artış oranı yüzde 12, Amerika ülkelerine yüzde 5 olarak kaydedildi. Afrika ülkelerine yüzde 6 düşüş yaşandı.

Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Af Örgütü’nü yalanladı

Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların zorla geri gönderildiğini idida etti. Bunun üzerine bir açıklama yayınlayan Dışişleri Bakanlığı, iddiayı yalanladı. Türkiye’nin sığınmacılara yönelik açık kapı politikasını sürdürdüğü vurgulandı.

Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların zorla geri gönderildiğini idida etti. Bunun üzerine bir açıklama yayınlayan Dışişleri Bakanlığı, iddiayı yalanladı. Türkiye’nin sığınmacılara yönelik açık kapı politikasını sürdürdüğü vurgulandı.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Uluslararası Af Örgütü sözcüleri tarafından çeşitli televizyon kanallarında da dile getirilen iddiaların hiçbir surette gerçeği yansıtmadığının altı çizildi.

Türkiye’nin, ülkelerindeki savaş ortamından kaçan Suriyelilere beş yılı aşkın bir süredir “açık kapı politikası” uyguladığı, uluslararası yükümlülükleri çerçevesinde, sınırda “geri göndermeme” ilkesine titizlikle uyduğu belirtilen açıklamada, “bu yaklaşımda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir” denildi.

Bu politikanın bir sonucu olarak türkiye’nin 2,7 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yaptığını kaydeden bakanlık, “Ülkemiz, suriyeliler için her türlü imkânı seferber etmişken, göçmen kabul etmemek amacıyla sınırlarını tel örgülerle kapatan bazı ülkelerin, bu tür haberleri yoğun bir şekilde kamuoylarına taşımaları da üzüntüyle karşılanmaktadır” ifadelerini kullandı. 

Paralı Askerlik İçin Çalışma Yok

Bedelli askerlik bekleyen vatandaşlara TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı’ndan cevap geldi

TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve Ak Parti Düzce Milletvekili Faruk Özlü, “bedelli askerlik” konusunda bir çalışma olmadığını söyledi. Özlü, Genelkurmay Başkanlığı’nın Kuvvet-2033 Projesi kapsamında daha profesyonel bir Ordu için çalışma yürüttüğünü vurguladı.

TSK profesyonelleşme oranının yüzde 42’ler seviyesine geldiğini belirten Özlü, teknolojideki dönüşümle birlikte, bu sistemleri kullanan askerlerin daha da profesyonelleşmesi gerektiğinin altını çizdi. Yürütülen çalışmaları değerlendiren Özlü, şu ifadeleri kullandı:

5 MİLYAR DOLARLIK CİRO

Savunma sanayi sektörümüzün bugün 5 milyar doların üzerinde bir cirosu var. Bunun 2 milyar dolara yakını ihracattan oluşuyor. Yüzde 55’ler seviyesinde yerli katkı payı mevcut. En önemli özellik teknoloji üreten bir sektör olması.