9. Sınıf MEB Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Sayfa 98

Liselerde 9. Sınıflarda bu sene görülen MEB yayınları Biyoloji Ders kitabının tüm sayfalarının cevapları artık sitemizde. Biyoloji, tüm gezegeni kaplayan küresel boyuttan, hücre ve molekülleri kapsayan mikroskobik boyuta kadar onları etkileyen önemli dinamik olaylarla birlikte inceleyen, kısacası büyükten küçüğe tüm canlıları canlıları inceleyen bilim dalına verilen isimdir. Eğer yanlış kitaba gelmediyseniz aradığınız sayfanın çözümleri aşağıda yer almaktadır. Hangi dersi görüyorsanız, “Şimdi fizik dersini dinliyorum, şimdi Türkçe dinliyorum” diye telkinde bulunun. Çünkü daha iyi konsantre olmak için zihninizi şimdiye getirmeniz gerekir.b- Ders esnasında önemli yerlerin altını çizin ve en önemli bilgileri not edin. Not almak zihnin dağılmasını önler.

Sizler için diğer tüm sayfaları hızlıca sayfamıza eklemek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Eğer ilgili sayfanın cevaplarını göremiyorsanız bu sayfa muhtemelen çözülmemiştir. Bu durumda kısa bir süre sonra sitemizi yeniden ziyaret ediniz. Öğrencilerimize tavsiyemiz buradaki cevapları kitaplarına geçirmeden önce kendiniz yapıp burayı sadece kontrol amaçlı kullanmanızdır. Herkese okullarında başarılar diliyoruz.

Sayfanın Cevapları:

9. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Meb Yayınları 1. Ünite Yaşam Bilimi Sayfa 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99 Değerlendirme Soruları ve Cevapları 2017 – 2018

9. Sınıf Meb Yayınları Ortaöğretim Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 93 Cevabı

1. Bilimsel bilginin özellikleri ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Gözlem ve deneye dayalı olarak elde edilir .
B) Bilimsel bilgilere akıl yürütme yoluyla ulaşılabilir.
C) Kanıtlarla desteklenebilir ve sınanabilir.
D) Bilimsel bilgi mutlak doğrudur ve değişmez.
E) Öznellikten çok nesnelliğe sahiptir.

Bir insanın aldığı eğitim, edindiği deneyimler, elde ettiği keşifler sonucunda ortaya çıkan tanımlama, algılama veya anlayış, bilgi olarak adlandırılabilir. Bilimsel bilgi, yöntemli, bilime dayanan, genel, nesnel ve kesin bilgi olarak bilinmektedir. Bir bilginin bilimsel bilgi olması için bazı kesin ölçütlere sahip olması gerekmektedir. Bilimsel bilgi, nesnel, olgusal, evrensel, genelleyici, tutarlı, geçerli, tekrarlanabilir, uygulanabilir, eleştirel, kesin, sistemli ve düzenli olmalıdır.
Bu açıdan, yukarıdaki bilgiler ışığında, bilimsel bilgi, mutlak doğrudur değiştirilemez ifadesini kullanamayız. Bilim, günden güne gelişmekte ve her gün yeni şeyler bulunmaktadır.

2. Bilimsel bir problemin çözümünün ilk aşaması aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hipoteze dayalı tahminler yapılması
B) Belirlenen problemi tanımlayan soru cümlesinin kurulması
C) Problemin çözümüne yönelik hipotez öne sürülmesi
D) Kontrollü deney düzeneklerinin hazırlanması
E) Verilerin değerlendirilmesi ve sonuç çıkarılması

3. “Ülser hastalığının nedeni Helicobacter pylori ise ülserli hastalarda bu bakteri bulunmalıdır.” yorumunu yapan bir bilim insanı, çalışmalarına bilimsel yöntemin hangi basamağı ile devam etmelidir?

A) Gözlem yapma
B) Problemi tespit etme
C) Hipotez kurma
D) Tahminlerde bulunma
E) Kontrollü deney yapma

Ülser hastalığına sebep olan bakterinin bu hastalığı taşıyan kişilerde bulunması gerektiğini söylemiştir. Bir hipotez ortaya atmıştır ve bunu kanıtlamak için de nicel gözlem ve kontrollü deneyler yapması gereklidir. Ama bu sonraki aşamalarda yapılır. Burada bize belirtilen kısım sadece hipotez kurmuş olduğu gerçeğidir.

4. Bilimsel teorilerle ilgili olarak;

I. Kanıtlarla desteklenirse kanunlara dönüşür.
II. Neden sorusuna cevap vermeye çalışır.
III. Doğruluğu kabul edilen her hipotez teoriye dönüşür .
ifadelerinden hangisi ya da hangileri doğrudur?

A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve II
E) I ve III

Çünkü 1. bir teori hiçbir zaman kanuna dönüşemez. 2. “neden” sorusuna cevap vermezler “nasıl” sorusuna cevap verirler. kanun “ne” sorusuna cevap verir.

5. Aşağıdakilerden hangisi bir bilim insanının sahip olması gereken özelliklerden biri değildir?

A) Meraklı ve şüpheci olma
B) Sabırlı ve azimli olma
C) Olabildiğince öznel ve yanlı olma
D) Açık fikirli ve eleştiriye açık olma
E) İş birliği yapabilme

Bilim ile uğraşan kişiler bilim insanı olarak tanımlanmaktadır. Bilim insanları, bir problem tanımlar ve bu problemin çözülmesi üzerine çalışmalarını sürdürürler. Bu yolu izleyen bilim insanlarının sahip olması gereken bazı özellikler bulunmaktadır.
Bilim insanı kesinlikle meraklı olmalıdır. Bu sayede daha fazla bilip bu bilgisini daha kolay kullanabilir. Bilim insanı kararlı olmalıdır. Bilim insanı şüpheci olmalıdır. Bu sayede bir problemin çözümü hakkında her detayı inceleyebilmektedir. Bilim insanı azimli olmalı ve sabretmeyi bilmelidir. Bilim insanlarının uğraştığı problemler bazen uzun uğraşlar gerektirebilmektedir. Bilim insanı tarafsız olmaya özen göstermelidir. Bu sayede her açıdan düşünüp genel kanıya varabilir. Her zaman eleştiriye açık olmalıdır. Liderlik ve grup halinde çalışabilme yeteneklerine sahip olmalıdır.

6. Aşağıda verilen bilim insanlarından hangisi “Hücrelerin hasar gören DNA’larının onarımı” ile ilgili çalışmalarından dolayı Nobel ödülü almıştır?

A) Louis Pasteur
B) Rosalind Franklin
C) Aziz Sancar
D) Francis Crick
E) James Watson

Hücrelerin hasar gören DNA’larının onarımı” ile ilgili çalışmalarından dolayı Nobel ödülünü kazanmış bilim adamları Prof. Dr. Aziz Sancar, Tomas Lindahl ve Paul Modrich’tir.
Aziz Sancar, bu ödülü 2015 yılında kazanmıştır. Prof. Dr. Aziz Sancar, Lindahl ve Modrich; hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl tamir ettiğini ve genetik bilgisini muhafaza ettiğini haritalandıran çalışmaları sayesinde bu ödülü almaya hak kazanmıştır.

7. Aşağıda verilenlerden hangisi biyolojinin günlük hayatta karşılaşılan sorunların çözümüne sağladığı katkılara örnek olarak gösterilemez?

A) Şeker hastalığının tedavisinde kullanılan insülin hormonunun üretilmesi
B) Petrol kirliliğinin temizlenmesi
C) Yok olma tehlikesi altındaki türlerin korunması
D) Bakterilerin antibiyotiklere dirençli hâle gelmesi
E) Çocuk sahibi olamayan çiftlerin çocuk sahibi olmalarının sağlanması

Canlıların birbirleriyle ve çevreyle etkileşimlerini, bu etkileşim sonucu oluşan sebep ve sonuç ilişkisini araştıran kökeni Yunanca yaşam ve bilim anlamına gelen bilim dalı Biyoloji olarak tanımlanmaktadır. Biyoloji, canlı bilimidir. Bu sebeple bir çok farklı dalda kullanımı mevcuttur. Tıp, tarım vb. bir çok alanda kullanımı mevcuttur.
Her bilim dalında olduğu gibi biyoloji de problemleri çözmeye yönelmiştir. Bu açıdan bir çok hastalığın tedavisi, türlerin korunması, aşılama yöntemleri ve kalıtım gibi konularda biyoloji biliminden faydalanılmaktadır.
Petrol kirliliğinin temizlenmesinde biyoloji bilimi aksine kimya bilimi öne çıkmaktadır.

9. Sınıf Meb Yayınları Ortaöğretim Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 94 Cevabı

8. Koşmaya başladığımızda kalp ritmimiz ve kan basıncımız artar, daha sık ve derin nefes alıp vermeye başlarız, kaslarımızda yorgunluk belirtileri başlar, artan vücut sıcaklığını normale düşürmek için terlemeye başlarız ve susarız.
Yukarıda verilen metabolik değişimler canlıların ortak özelliklerinden hangisi ile ilgilidir?

A) Homeostazi
B) Boşaltım
C) Uyum
D) Solunum
E) Hareket

Homeostasi, iç denge olarak bilinmektedir. Canlıların ortak özelliklerinden bir tanesidir. Canlılar, değişen çevre koşullarına rağmen iç dengelerini her zaman koruma eğilimindedirler. Bir bireyin koşması sonucunda oluşan fazla ısının dışarı atılması terleme ile olmaktadır. Bu sayede vücutta oluşabilecek tahribat engellenmiş ve ısı düşürülmüştür. Burada korunan denge homeostasi sayesindedir.
Hücresel düzeyde ph değerinin sabit tutulması, vücut sıcaklığının sabitlenmesi gibi durumlar iç dengenin korunmasına örnektir. Bu sayede doku ve organlar homeostasi sergilemiş olurlar.

9. İnorganik bileşikler aşağıda verilen metabolik olaylardan hangisinde kullanılmaz?

A) Hücrelerin pH’ını düzenleme
B) Düzenleyici rol oynama
C) Hücrenin kalıtsal bilgisini soylara aktarma
D) Organik maddelerin yapımına katılma
E) Hücrelerin ozmotik basıncını ayarlama

– Inorganik besinler, başlıca su, tuz ve benzeri mineraller inorganik besinler olarak bilinmektedirler. Vücutta düzenleyici olarak görev yapmaktadırlar. Vücuttaki metabolizma faaliyetlerine yardımcı olmaktadırlar. Enerji verici özellikte değillerdir. Su sayesinde vücut hücrelerinde pH düzenlenmektedir. Vitamin, hormon ve enzimlerin yapılarına katılarak organik maddelerin yapılarına katılabilirler. Hücrelerin ozmotik basıncının ayarlanmasında görev yapmaktadırlar.
Verilen bilgiler doğrultusunda, Inorganik maddeler hücrenin kalıtsal bilgisinin soylara aktarılmasında görev yapmazlar.

10.
I. Kaslarda biriken laktik asit
II. Fotosentezle üretilen glikoz
III. Yemeklere eklenen sodyum klorür
IV. Solunum sonucunda meydana gelen karbondioksit
V. Kemiklerin yapısına katılan kalsiyum

yukarıda verilen bileşiklerden hangisi ya da hangileri inorganiktir?

A) Yalnız I
B) II ve III
C) II ve V
D) I, III ve IV
E) III, IV ve V

Karbondioksit, sodyum klorür (sofra tuzu), kalsiyum İnorganik bileşiklerdir. Organik bileşiklerin yapısında karbon bulunması şarttır ama her karbonlu bileşikte organik değildir. Glikoz fotosentez sonucu, LA fermantasyon sonucu oluşan organik bir bileşiktir

11. Suyun canlılar için önemine ilişkin olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Zararlı atıkların seyreltilmesi ve vücuttan atılmasını sağlar.
B) Besinlerin sindirilmesinde görev yapar.
C) Enerji verici olarak kullanılır.
D) Fotosentez tepkimelerinde kullanılır.
E) Vücut sıcaklığının dengelenmesini sağlar.

Su anlıların yaşamını sürdürebilmeleri için gereklidir,
Su vücut sıcaklığının dengelenmesini sağlar,
Su inorganik bir bileşiktir,
Su fotosentez tepkimelerinde kullanılır,
Su Vücuttaki zararlı atıkların seyreltilmesi atılmasını sağlar,
Su vücudun kaybettiği mineralleri tekrar alınmasını sağlar.

12. Minerallerin görevleri ile ilgili olarak aşağıda verilen;

I. Kalsiyum, kanın pıhtılaşmasında görev alır .
II. Demir, klorofil molekülünün yapısına katılır.
III. Fosfor, nükleotitlerin sentezine katılır.
IV. Potasyum, sinirlerde uyartı iletiminde etkilidir.
V. Magnezyum, amino asitlerin yapısına katılır.

ifadelerinden hangileri yanlıştır?

A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) III ve IV
E) II ve V

13. Monosakkaritler ile ilgili aşağıda verilenlerden hangisi doğrudur?

A) Suda çözünmez, organik çözücülerde çözünür.
B) İçerdikleri karbon atomu sayısına göre adlandırılır.
C) Hücrelerde enerji kaynağı olarak en son kullanılır .
D) Oksijenli solunum ile yıkıldıklarında son ürün olarak NH 3 meydana gelir.
E) İnorganik moleküllerdir.

Enerji kaynagı olarak en son proteinler kullanılır bu yargı da yanlıştır.
Monosakaritler organikir inorganik degil d seçenegide yanlıştır.

9. Sınıf Meb Yayınları Ortaöğretim Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 95 Cevabı

14. Aşağıdakilerden hangisinde protein yönünden zengin besinler bir arada verilmiştir?

A) Ispanak, salata, köfte
B) Yumurta, köfte, fasulye
C) Köfte, patates, baklava
D) Makarna, ekmek, süt
E) Pırasa, portakal, patates

15. Trigliseritlerin organik moleküller içinde en fazla enerjiyi vermesi yapılarındaki hangi özellikten
kaynaklanır?

A) Ester bağlarının yüksek enerjili olması
B) Kovalent bağ sayısının fazla olması
C) Yağ asitlerinde bol miktarda hidrojen atomunun bulunması
D) Bol miktarda karbon atomunun bulunması
E) Yapısında bol miktarda oksijen bulunması

16. Aşağıda verilenlerden hangisi yağların düzenleyici görevlerine örnektir?

A) Hücre zarlarının yapısına katılan fosfolipitler
B) Steroit yapılı östrojen ve testosteron hormonları
C) Trigliseritlerin yapısına katılan yağ asitleri
D) Deri altında hücrelerde biriktirilen yağ molekülleri
E) Bitkilerde çiçekler tarafından salınan uçucu yağ molekülleri

A- Orada da yazdığı gibi yapıya katılır.
B- Hormonlar düzenleyici işlev gördüğü için cevabımız bu olur.
C- Yapıya katılır.
D- Yalıtım sağlar.
E- Tozlaşmaya yardımcı olabilir.

17. Amino asitler ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Polipeptitlerin yapı taşlarıdır.
B) Peptit bağları kurarak bileşik oluşturur.
C) DNA’nın yapısında 4 çeşit amino asit bulunur.
D) Amino asitleri birbirinden farklı kılan radikal gruplarıdır.
E) Solunum reaksiyonlarında ham madde olarak kullanılabilir.

Cevabı E çünkü solunum reaksiyon ham maddesi yağ karbonhidrat protein tek başına protein değil en çok glikoz bulunur atp enerjisine dönüşür

18. Aşağıda verilenlerden hangisi proteinlerin özellikleri arasında yer almaz?

A) Enerji verici olarak kullanılabilir.
B) Canlının homestazisinin düzenlenmesinde etkilidir.
C) Sentezleri ribozomlarda gerçekleşir.
D) Sindirime uğratıldıklarında ortamın pH’ı yükselir.
E) Oksijenli solunum ile yıkıldıklarında CO 2 , H2O dışında NH3 meydana gelir.

Canlılar yaşamlarını devam ettirmek için besinlere ihtiyaç duymaktadırlar. Besinler, organik ve inorganik besinler olmak üzere ikiye ayrılırlar. Organik besinler başlıca katbonhidratlar, proteinler, yağlar ve vitaminlerdir. Inorganik maddeler ise su, tuz ve minerallerdir.
Proteinler, aminoasitlerden oluşmaktadırlar. Protein sentezi, ribozom organelinde gerçekleşir. Hücre zarından geçemezler. Enerji verici madde olarak kullanılırlar. Protein sentezi, homeostasi için önemli bir kavramdır ve canlıların ortak özelliklerindendir. Oksijenli solunum ile yıkıldıklarında CO2, H2O ve NH3 gibi maddeler oluşmaktadır. Proteinlerin sindirimi midede başlamaktadır. Protein sentezi sırasında ortam ph’ı düşmektedir.

19. Aşağıda verilen vitamin çeşidi ve eksikliğinde görülen hastalıklarla ilgili eşleşmelerden hangisi yanlıştır?

A) C vitamini-Beriberi
B) D vitamini-Raşitizm
C) A vitamini-Gece körlüğü
D) E vitamini-Kısırlık
E) B vitamini-Pellegra

Vitaminler, organik bileşiklerdir. Suda eriyen ve yağda eriyen vitaminler olmak üzere ikiye ayrılırlar. Suda eriyen vitaminler vücutta depolanamaz, tüketildikleri zaman kullanılırlar. Yağda çözünenler ise vücutta depolanabilir ve ihtiyaç olduğu zaman kullanılır. B ve C vitaminleri suda; A,D,E,K vitaminleri yağda çözünen vitaminlerdir.
Vitaminlerin insan vücudu için bir çok faydası bulunmaktadır. Eksikliklerinde bir çok problemler görülmektedir. C vitamini eksikliğinde Skorbüt hastalığına yol açabilmektedir. D vitamini eksikliğinde çocuklarda Raşitizm hastalığı görülebilmektedir. A vitamini eksikliğinde Gece körlüğü hastalığı görülmektedir. E vitamini eksikliği nadir görülmekle birlikte kanser ve kalp hastalıkları riskini artırmaktadır. B1 vitamini eksikliğinde Beriberi hastalığı görülmektedir.

20. Canlıların DNA’larında nükleotit çeşitleri aynı olmasına rağmen bu nükleotitl erin sırası ve sayısı farklıdır. Bu durum aşağıda verilen moleküllerden hangisinin yapısını doğrudan etkiler?

A) Polipeptitler
B) Monosakkaritler
C) Trigliseritler
D) Vitaminler
E) ATP

21. Aşağıdakilerden hangisi DNA’ların özelliği değildir?

A) Zayıf hidrojen bağları ile bağlı, çift iplikli bir moleküldü r.
B) Ökaryot hücrelerde sadece çekirdekte bulunur.
C) Azotlu organik baz olarak adenin, timin, guanin ve sitozin taşı r.
D) DNA kendini eşleyebilen ve onarabilen bir moleküldür.
E) Tüm DNA moleküllerinde pürin/pirimidin oranı 1’e eşittir.

DNA zayıf hidrojen bağlarıyla bağlı sarmal yapıda bir moleküldür. Yani A seçeneği doğrudur.
DNA’da adenin, timin, guanin ve sitozin azotlu bazları bulunur. Kendini eşleyip onarabilir. Ayrıca DNA’ların pürin ve pirimidin oranları her daim 1’dir. Yani C, D ve E seçenekleri de doğru.
Ökaryot hücrelerde DNA yalnızca çekirdekte değil, mitokondri ve bitki hücrelerindeki kloroplastlarda da bulunabilmektedir. O yüzden B seçeneği yanlıştır.

9. Sınıf Meb Yayınları Ortaöğretim Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 96 Cevabı

22.
I. Zayıf hidrojen bağları içerme
II. Protein sentezine doğrudan katılma
III. Riboz şekeri içeren nükleotitlerden oluşma
IV. DNA üzerinden sentezlenme

Yukarıda verilen özelliklerden hangileri tüm RNA çeşitleri için ortaktır?

A) I ve II
B) II ve IV
C) I, II ve III
D) II, III ve IV
E) I, II, III ve IV

23, 24, 25 ve 26. soruları aşağıdaki metne göre cevaplandırınız .

Louis Pasteur, görseldeki gibi kontrollü bir deney düzeneği hazırladı. Birbirinin tamamen aynı olan kaplar içine et suyu koyarak bunlara kuğu boynu şeklinde birer boru taktı. Bu boru sayesinde içeriye hava girişi sağlanırken toz ve kirin girmesi engellenmiş oldu. Kapların ikisini de ısıtarak steril bir ortam oluşturdu. Daha sonra kaplardan birinin boynunu kırarak hava ile doğrudan temas edebilmesini sağladı. Diğer kabı ise aynen bıraktı. İlk kapta bakteri oluşumu gözlendi ancak ikinci kapta hiçbir canlı oluşmadı.

23. Pasteur, hangi hipotezden yola çıkarak bu deney düzeneğini hazırlamıştır?

A) Isıtma ile steril ortam oluşturulabileceği
B) Hava ile temas edilince sterilliğin bozulacağı
C) Canlıların yaşayabilmesi için havaya ihtiyaç olduğu
D) Canlıların cansız maddelerden kendiliğinden oluştuğu
E) Canlıların kendiliğinden oluşmayıp kendilerinden önceki canl ılardan oluştuğu

24. Pasteur, hipotezini kurduktan sonra hangi tahminlerde bulunmuş olabilir?

Eğer canlılar, kendilerinden önceki canlılardan oluşuyorsa ortamda canlı bulunmadığında yeni bir canlı oluşamayacaktır.

25. Bu deneyde bağımlı ve bağımsız değişkenler hangileridir?

Deney kabının ağzının kırılarak bakteri girişinin sağlanması bağımsız değişken, ağzı kırılan kapta bakterilerin üremesi ise bağımlı değişkendir.

26. Siz, aynı hipotezi test etmek için özgün bir deney düzeneğini nasıl hazırlardınız?

Üç farklı kap alınarak içerisine birer parça çiğ et bırakılır. Kaplardan birincisinin ağzı tamamen kapatılırken ikincisininki açık bırakılır. Üçüncü kap ise hava girişini engellemeyen bir bez yardımıyla kapatılır. Hangi kaplarda canlı oluştuğu gözlenir.

9. Sınıf Meb Yayınları Ortaöğretim Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 97 Cevabı

27, 28, 29 ve 30. soruları aşağıdaki görsellere göre cevaplandırınız.

27. Görsellerdeki canlılar için;

I. Dışarıdan gelen tüm uyaranlara cevap verebilme
II. ATP sentezleyebilme
III. Bulunduğu çevreye uyum sağlayabilme
IV. Taşıdığı kalıtsal bilgiyi kuşaklara aktarabilme
V. Dokusal yapıya sahip olma

özelliklerinden hangileri ortak değildir?

A) I ve II
B) II ve III
C) II ve IV
D) III ve V
E) I ve V

28. Görselleri verilen canlılardan hangileri aktif yer değiştirme hareketi yapamaz?

Nilüfer, mantar ve akçaağaç aktif yer değiştirme hareketi yapamaz.

29. Görselleri verilen canlılardan hangileri üretici, hangileri tüketici olabilir?

Üreticiler: Bakteri, nilüfer, akçaağaç
Tüketiciler: Bakteri, amip, timsah, mantar, toprak solucanı, kartal

30. Görselleri verilen canlılardan hangileri büyüme ve gelişme gerçekleştirebilir?

Görselleri verilen canlıların hepsi büyüme ve gelişme gerçekleştirebilir.

9. Sınıf Meb Yayınları Ortaöğretim Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 98 Cevabı

31, 32 ve 33. soruları aşağıdaki metne göre cevaplandırınız.

Bir bitki hücresi tarafından üretilen glikoz molekülü birçok metabolik olayda kullanılır. Aşağıdaki şemada
bu olaylardan bazıları gösterilmiştir.

31. Numaralarla gösterilen tepkimelerden hangileri insan vücudu nda da gerçekleşebilir?
A) I, IV ve V
B) II, VI ve VII
C) II, V, VIII ve IX
D) II, VIII, IX ve X
E) II, III, VI, VII ve X

32. Numaralarla gösterilen tepkimelerden hangileri dehidrasyon, hangileri hidroliz örneğidir?Dehidrasyon tepkimesi örneği olanlar: III, VI, VII, ve X
Hidroliz örneği olanlar: IV, V, VIII, IX
33. Numaralarla gösterilen tepkimelerden hangilerinin gerçekleş mesi için ATP harcanır?

I, II, III, VI, VII ve X numaralı tepkimelerin gerçekleşmes i için ATP harcanır.

34, 35 ve 36. soruları aşağıdaki metne göre cevaplandırınız.

Enzimlerle ilgili deney yapan bir öğrenci, görseldeki gibi şartları oluşturmuş ve tepkimelerin gerçekleşmesi
için bir süre beklemiştir. Öğrenci karbonhidrat ve yağların bazik, proteinlerin ise hem asidik hem
bazik ortam şartlarında sindirildiğini bilmektedir.

34. Öğrenci, numaralandırılmış kapların hangisi ya da hangilerinde tepkime gerçekleştiğini gözlemleyebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III

35. Deney düzeneklerindeki substrat ve ürün miktarlarının değişim grafikleri nasıl olmalıdır?

9. Sınıf Meb Yayınları Ortaöğretim Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 99 Cevabı

36. Tüm deney ortamlarındaki sıcaklığın 40 oC’ye getirilmesi durumunda tepkime hızlarının değişim grafikleri nasıl olmalıdır?

37. Bilim nesnelliği hedefler. Bilimde öznelliğin en aza indirilmesi için neler yapılmalıdır ?

Bilim nesnelliği hedefler ve öznelliği en aza indirmeye çalışır. Yapılan çalışmalar raporlanmadan önce seçme sürecine tabi tutulur. Öznelliği en aza indirilmiş çalışmalar yayınlanır. Bununla birlikte yayınlandıktan sonra da sorgulanma devam eder.

Bilimde nesnellik çok önemli bir kavramdır. Bilim adamları araştırmalarında nesnel değilde öznel yaklaşım sergilerlerse yaptıkları çalışmalarda yanlış sonuçlara varabilir ve etik olmayan bir sistemi benimsemiş olurlar.
Bilim adamları bilimsel çalışmalarda doğru sonuçlara varmak, bilime ve topluma katkı yapmak, yeni keşiflerin kapısını aralamak istiyorlarsa nesnelliği benimsemek durumundadırlar.
Bilimde öznelliğin en aza indirilmesi için:
*Bilim adamları objektif olmalı.
*Tarafsız olmalı.
*Çevresel faktörlerden etkilenmemelidir.
*Araştırmalarını deney ve sonuçlara dayandırmalı.
*Deney ve araştırmaları kendi çıkarları için değil toplumun faydasını düşünerek yapmalı.

38. Bilimsel bilgilerin değişiminde etkili olan faktörler nelerdir?

Bilimsel bilgiler, bilimsel olduğu dogmatik olmadığından dolayı, deneye, bilime, teknolojik gelişmelere, araştırmalara dayalı olarak değişkenlik gösterir. Bilimsel bilgiler, gelişim şeklinde, öncekinin üzerine daha yeni bulgularla değişen veya tamamiyle değişende olabilir. Her zaman yeni yapılan deneylerle bu bilgilerin değişebileceği kabul edilir. Tersini kanıtlanana kadar doğru bilgidir.
Bilimin hedefi ilerlemek, bilinmeyeni keşfetmek ve onu anlamak olduğu için ilerici olduğu kadar yenilikçidir de. Yani bilimsel bilgilerin değişimi kaçınılmazdır.
Bilimsel bilgilerin değişmesi demek eskilerinin yerine ya daha doğrularının ya da daha kapsamlı olanlarının getirilmesi demektir. Bunlar da başarılı çalışmalar ya da yeni keşifler sonucu meydana gelir. Aynı zamanda direkt araştırma sahasının dışında kalan teknik yenilik ve kolaylıklar da bilime destek, ona ön ayak olur.

39. Bilim insanlarının hangi ortak kişilik özelliklerine sahip olması, bilimin gelişmesine katkı sağlar?

Bilim insanlarının meraklı, tarafsız, şüpheci, akılcı ve çalışmalarını sonuna kadar sürdürmesi bilimin gelişmesini sağlar.

Bu özellikler;
1-İyi bir gözlemci olması,
2-Araştırmacı olması,
3-Deneysel becerilerinin olması,
4-Tarafsız ve objektif olması,
5-Merak ve şüphe duygusunun olması,
6-Sabırlı,kararlı ve azimli bir kişiliğe sahip olması,
bilim insanlarının gelişmelerini ve bilimin de gelişmesini sağlayan özelliklerdir. Yukarıdaki özellikler ile bilim adamları hem daha iyi çalışmalar yapar hemde daha iyi bir şekilde bilime katkı sağlarlar.

40. Biyoloji ile ilgili çalışmalar yapılmamış olsaydı günümüzde hangi problemlere çözüm üretilmemiş olurdu?

Tıp alanında geride kalmış olurduk ve insanların sağlık sorunlarının hiçbirine yardım edilemezdi. Ne yiyeceğimizi hangi besinin bize yararlı hangisinin zararlı olduğunu bilemezdik.

1-Tıp alanında bir çok eksiklikler olurdur. Örneğin bebeğin,cesetlerin veya kişinin tespitinde kullanılan DNA testi biyoloji bilimi sayesinde ortaya çıkmıştır.
2-Biyoloji bilimi sayesinde üretilen aşılar ile birçok hastalığın iyileşme sorunu çözülmüştür.Biyoloji olmasa idi bu da olamazdı.
3-Tarım için de önemlidir.Kullanılan kimyasallar konusunda birçok katkılar sunmuştur.
4-Genetik hastalıkların tespiti ve önlenmesi de biyoloji bilimi sayesinde gerçekleştirilmiştir.
5-Organ nakilleri biyoloji bilimi sayesinde ortaya çıkmıştır.
6-Birçok biyolojik bakteriler çeşitli maddelerin doğaya geri dönüştürülmesinde kullanılır.Bu da biyoloji bilimi sayesindedir.

41. Doğadaki protein çeşitliliğinin sınırsız olmasının nedeni nedir ?

Her canlı protein sentezi yapabildiği için sınırsızdır.Proteinler vücudumuzun yapı taşıdır. Vücudumuzu düzenler vücudumuzu oluşturan organların yapı taşı olup en son enerji için kullanılacak yapıdır.

Bununla birlikte n-tane aminoasit birleşerek proteini oluşturmaktadır. DNA’larımızın içerisindeki nükleotitlerin yapı taşları ise aminoasittir. Bu nükleotitler vücudumuzla ilgili tüm kodlamalara sahip olup her insanda dizilimi ve sıralaması farklıdır. Bu nedenle kalıtımsal olarak aminoasitler oldukça önemlidir.

42. Bir enzim, yapı taşlarına kadar hidrolize edilirse hangi maddeler açığa çıkabilir?

Neredeyse enzimlerin hepsi protein yapılıdır. Enzimlerin hidroliz olayında aralarındaki peptit bağları parçalandığında aminoasitler ortaya çıkar. Sonucunda kesin olarak aminoasit çıkar.

43. Canlı vücudunda yeteri kadar ATP ve hormon üretilememesi hangi metabolik olayların aksamasına neden olur?

Canlı vücudunda yeterli ATP üretilmemesi durumunda , hücre zarından madde geçişinde, protein sentezlenmesinde, hücre bölünmesinde,üreme ,büyüme, gelişme, hareket gibi olayların aksamasına yol açar. Yeteri kadar hormon üretilmemesi durumunda ise büyüme ve gelişmenin aksaması, cücelik, devlik, kan şekerinin ayarlanmaması gibi rahatsızlıklara sebep olur.

44. Karbonhidrat ağırlıklı beslenildiğinde hidroliz sonucu oluşan monosakkaritlerin fazlası yağa dönüştürülür. Bu durum vücut kitle indeksinin yükselmesine neden olduğundan insanda obezite
gelişir. Obezitenin engellenmesi için nasıl beslenilmeli, neler yapılmalıdır?

Tüm gıdalardan belli oranlarda besin piramidindeki gibi beslenmeli

45. Bütün canlılar kendilerine özgü olan yapı ve içeriğe sahiptir. Bu nedenle doğada bir canlı türü başka bir canlı türü ile birebir aynı değildir . Bu durumu sağlayan temel faktör nedir?

Her canlının birbirleriyle aynı olmamasının nedeni protein çeşidinin farklı olmasıdır. Canlıların protein yapılarının birbirine benzememesinin sebebi proteinleri oluşturan aminoasitlerin sırası, sayısı ve dizilişlerinin farklı olmasından kaynaklanır.

“9. Sınıf MEB Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Sayfa 98” için bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir