11. Sınıf öğrencileri için bu yıl okutulmakta olan Türk Edebiyatı ders kitabı cevapları sayfamızda güncel olarak yer alacaktır. Lise öğrencileri için de kitapların yanıtları en güncel haliyle sitemizde yer bulacaktır. Lütfen eksik ve yapılmasını istediğiniz sayfaları geldiğiniz sitenin yorum bölümüne yazınız.
Sayfa Cevapları:
11.SINIF TÜRK EDEBİYATI EKOYAY YAYINLARI CEVAPLARI 16.SAYFA
ÜNİTE DEĞERLENDİRMESİ
16.SAYFA
A) Aşağıdaki soruları sözlü olarak cevaplayınız
EDEBİYATIN SOSYAL VE SİYASİ HAYATLA İLİŞKİSİNİ ÖRNEKLER VEREREK AÇIKLAYINIZ…
Bir dönemin sosyal, siyasi ortamıyla, düşünce alanındaki her türlü olay ve olgu güzel sanatları ve edebiyatı etkiler.
Örneğin Milli Mücadeleyi yaşayan sanatkâr ve yazarlar, bu durumdan etkilenmişler ve eserlerinde de bu etkiyi belli bir oranda göstermişlerdir. Güzel sanatlar ve edebiyat, sosyal çevre dediğimiz düşünce hayatı, sosyal ve siyasi hayattan yararlanarak oluşturulurlar.
www.edebiyatfatihi.net
Edebî metinler, devrin sosyal, siyasî ve tarihî şartlarından yararlanılarak ortaya konulan sanat eserleridir. Edebî eserler, yazıldıkları devrin şartlarından etkilenebilir. Bu etkilenme asla tek taraflı olamaz. Edebî eserler de toplumu bir şekilde etkileyebilmektedir. Reşat Nuri Güntekin’in ölümsüz eseri Çalıkuşu romanındaki genç ve idealist bir öğretmen karakteri olan Feride, toplum tarafından o kadar çok sevilmiş ve benimsenmiştir ki, anneler ve babalar çocuklarına bu ismi vermeye başlamışlardır.
Her imparatorluk yükseliş dönemini yaşadığı gibi bu sürecin sonunda duraklama ve daha sonrasında da dağılma dönemi yaşamıştır Osmanlı İmparatorluğu da yükseliş döneminin sonrasında duraklama dönemine girmiştir Bu dönemde batı karşısında gerileyen, taşra birimleri üzerindeki denetimini yitiren, tüm kurum ve kuruluşlarıyla hızla çöküşe doğru giden devletin, içinde bulunduğu kötü durumdan telaşa düşen yöneticiler çözüm arayışlarını hızlandırdılar Yeniden eski gücün kazanılması için, yerli kurum ve geleneklerin diriltilmesi yönündeki girişimler, bunları uygulayacak kadroların yetersizliği yüzünden başarılı olunamadı Ayrıca kendisini yenileyecek iç dinamikleri tamamen körelen kurumlar, bozulan yapıyı onarmada yetersiz kalıyordu Bu durumda, daha kolay ve uygulamaya konulabilecek hazır çözümler öneren Batılılaşma gündeme geldi
Avrupa’da yeni bir siyasal düzen ve toplum anlayışının kapılarını açan 1789 Fransız İhtilali,, Osmanlı Devleti’nde “yenilikçi padişahlar dönemi”nin başlangıcıdır III Selim, 1808’e kadar süren iktidarında, askeri, idari, mali ve iktisadi alanlarda ilk köklü değişiklikleri başlattı Bu köklü değişim çabaları daha çok askeri alanda olmuştur Batı orduları karşında alınan mağlubiyetler sonunda tekrar başarılar kazanmak amacı güdülüyordu Bu uğurda III Selim Nizam-ı Cedid’i (Yeni Düzen) teşkil edecektir Hareket esas itibariyle, dış görüntüsünde belirlendiği üzere sadece askeri değildir Talim ve terbiyesi kalmamış bir insan yığınından ibaret olan yeniçeriler karşısında modern bir ordu tesis etmenin yanında, ulema sınıfının nüfuzunu kırmak, selâhiyetlerini azaltmak ve ayrıca Avrupalıların sanat ve ilimdeki ilerlemelerine ortak olucu sınâi, ziraî, iktisadi müesseselerden iktibaslar yapmak arzu ve iştiyakı mühim rol oynamıştır
Yenileşme çabalarının süreklilik kazanması ancak II Mahmud’un saltanatının son devresinden itibaren mümkün olabildi Zarar gören devlet otoritesini onarmak, iç ve dış güvenliği sağlayabilecek askeri güce sahip olmak, mali ve ekonomik yapıyı güçlendirmek ve nihayet sosyal ihtiyaç olarak öne çıkan yenilikleri yapmak Sultan’ın esas amacı idi İşte 1808 tarihinde Padişahın arzusu üzerine Anadolu ve Rumeli Beylerbeyleri İstanbul’a gelmişler ve devletin bu kötü durumuna son vermek için çareler aramaya başlamışlardır Neticede Sadrazam ve Anadolu ve Rumeli Beylerbeyleri bir metin tespit edip, bu metinde belirtilen esaslara sadık kalındığı takdirde, Osmanlı Devleti’nin eski haline gelmesinin mümkün olduğu görüşünde birleşmişlerdir Bu metne Sened-i İttifak ismi verilerek 7 Ekim 1808 tarihinde ilan edilmiştir Bu imzalanan metin o tarihe gelinceye kadar hükümdarlık haklarını hiçbir kayıt ve şarta tabi olmaksızın kullanabilme hakkını bu metinle tespit edilen esaslara göre sınırlandırılmıştır
Osmanlıda başlayan bu yenileşmenin yanında batılaşma hareketleri iç ve dış sebepler sonucunda devam etmiştir